İçeriğe geç

Aforizmalar Kitap Alıntıları – Johann Wolfgang Von Goethe

Johann Wolfgang Von Goethe kitaplarından Aforizmalar kitap alıntıları sizlerle…

Aforizmalar Kitap Alıntıları

Yüksek talepler yarım kalsalar dahi, basit olup da tamamlananlardan daha değerlidirler..
Hükmetmek kolay öğrenilir, yönetmek zor.
Bir başkasının fikrini dinleyeceksem, bu güzel bir biçimde ifade edilmiş olmalıdır; kendi içimde yeterince karmaşığım zaten.
.
Düşünen bir insanın en büyük mutluluğu, kavranabilecek şeyi anlamış olmak ve kavranamayana sessizce saygı duymaktır.

Herkes bazen kendi zıddını arzular; bütünlüğe ulaşsın diye.
“Özlem duyarak geri getirebileceğimiz bir geçmiş yoktur. Geçmişten daha yeni ve daha iyi şeyleri inşa eden ve yaratan bir sonsuz bir şu an vardır.”
Nasıl oluyor da insanı mutlu eden bir şey aynı zamanda yıkımının da nedeni oluyor?
.
Daha hoşgörülü olmak için yaşlanmanız yeterli; benim de suçlu olmadığım bir hata görmüyorum.

.
Akıllı bir adam neredeyse her şeyi gülünç bulur.

Nankörlük daima bir nevi zaaftır. Asla maharetli insanların nankör olduğunu görmedim.
İyi tavsiyelerde bulunduğunuzda, kendinizi bunlara vakıfmış gibi hissedersiniz.
İyi niyetli bir ihtiyar sınayıcı, bir öğrencinin kulağına demiş ki: ‘Etiam nihil didicisti’ (şu ana kadar henüz bir şey öğrenmiş değilsin).
Serçe bilir mi ki leyleğin kendini nasıl hissettiğini?
Sevdiğinin hatalarını erdem olarak gören kimse, sevmiyordur.
Alışkanlıktan ötürü nasıl durmuş bir saate sanki hala çalışıyormuş gibi bakıyorsak, bir güzelin yüzüne de öyle bakıyoruz, sanki o hala seviyormuş gibi.
Her büyük ayrılıkta delilikten bir tohum yatar. Onu düşüncelerle filizlendirmekten ve ona bakım sağlamaktan sakınmak lazım.
L’amour est un vrai recommanceur.
(Aşk gerçek bir yenileyicidir.)
Birinin nasıl düşündüğünden, neyi eksik olduğunu anlayabilirsiniz. En boş insanlar kendilerini çok şey sanırlar, fevkalade olanlar şüphecidirler, günahı çok olan çirkef ve iyi olan korkak.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Le malheur des temps a cause son erreur, mais la force de son ame l’ en a fait sortir avec gloire.

(Kötü zamanlar onu hataya sürükledi, ancak ruhunun gücü bu süreçten zaferle çıkmasını sağladı.)

Kendini pek bir şey sanmayan, sandığından daha fazlasıdır.
İnsanlar karakterlerini, gülünç buldukları şeylerle gösterdikleri kadar başka hiçbir şeyle gösteremezler.
Herkes anladığı kadarını duyar.
Bize acı yaşatan insanları takip ederiz daima. Dünyada tanınmadan dolaşabilmek için, kimsenin canını yakmamak gerek demek ki.
Kimse asla aldatılmaz, insan kendini aldatır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Biriyle yaşamakla, birinde yaşamak arasında büyük bir fark vardır. Onunla yaşamadığın halde, içinde yaşadığın insanlar vardır.
Büyük yetenekler enderdir ve kendilerinin farkına varmaları daha da enderdir.
Hayat yollarının sırları açıklanmaz, açıklanmamalı; her yolcunun takılması gereken İvme taşları vardır.
Çaba ve sabır ile asilleştirilemeyen hiçbir durum yoktur.
En yüksek tutarlılıktan daha tutarsız bir şey yoktur.
Seçkin veya basit olmak fark etmez: her halükarda, İnsana dair olanla baş etmek durumundasınız.
Söylenmiş söz yine kendini talep eder.
Doğru bir yeri yanlış anlamamla, bozulmuş bir yere bir anlam yüklemem arasında büyük bir fark yoktur.
Hiçbir kelime durağan değildir. Kullanıldıkça başlangıçtaki yerinden yukarı değil de daha ziyade aşağı doğru, iyiden ziyade kötüye doğru, geniş yerine dara doğru ilerler
Öyle kitaplar vardır ki, konu hakkında bilgi alırsınız ama sonunda hiçbir şey anlamazsınız.
felaketini kendinde değil, dünyanın başkentine olan uzaklığında arıyordu.
Dünyayı tanıyanlar demişler ki: ‘Arkasında korkaklığın gizlendiği akıllılık aşılamazdır.’
İnsanların, bir zamanlar yapabildiklerini, hala yapabildiklerini sanmaları, oldukça doğaldır. Hiçbir zaman yapamadıklarını yapabildiklerini sanmaları ise tuhaftır ama ender değildir.
Aslında her şey zihniyetlere bağlıdır.
Ne kadar eskiyse, ona ne kadar alışkınsanız, o kadar etki eder.
Elzem olan yerine getirildiğinde, mükemmellik zaten orada vardır.
Önce kendine akıl vermeli.
Eyleme geçmiş cehalet kadar korkunç bir şey yoktur.
Anlamadığınıza sahip değilsiniz.
Egemenliğin sembolü olarak iltifat zayıf İnsanlar tarafından kullanılır.
Hükmetmek kolay öğrenilir, yönetmek zor.
Dindarlık bir amaç değildir. En berrak huzur hali ile en üstün kültüre erişmek için bir araçtır. Bu nedenle fark edilir ki, dindarlığı amaç ve hedef olarak görenler, çoğunlukla riyakardır.
Duygularına bağlı olarak yaşayan insanlar şaşkınlığa sığınırlar. Ancak anında çöpçatanlığa meraklı olan akıl devreye girer ve kendince en asil olanla en sıradan olanı bir araya getirmek ister.
Bilmek yeterli değildir, uygulamak da gerekir; istemek yeterli değildir, yapmak gerekir
Kadınlara olan davranış güzel ahlakın temelidir.
Sadece sana acı çektirmiş olanları tanırsın.
Herkese, inandığını yapacak kadar kuvvet her zaman kalır.
Çöldeki Hindular balık yememeye yemin ederler.
Akıllı olan neredeyse her şeyi gülünç bulur, mantıklı
neredeyse hiçbir şeyi.
En yüksek tutarlılıktan daha tutarsız bir şey yoktur, çünkü sonunda devrilen yapay fenomenler meydana getirir.
Bilmek yeterli değildir, uygulamak da gerekir; istemek yeterli değildir, yapmak gerekir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir