İçeriğe geç

Ateşböceğinin Şarkısı Kitap Alıntıları – Ana Johns

Ana Johns kitaplarından Ateşböceğinin Şarkısı kitap alıntıları sizlerle…

Ateşböceğinin Şarkısı Kitap Alıntıları

Savaşın açtığı derin yaraları iyileştirmek bir ömürden fazla sürer. İyileşmesi için birden çok ömür gerekir.
Zaman size hükmetmekten zevk alan inatçı bir yaratıktı. Mutlu olduğunuzda kanatlarını açıp uçar giderdi. Beklediğinizdeyse o koca ayaklarıyla sizi bir bataklığa sürüklerdi.
Kaderin Kırmızı İpliği eski bir Doğu Asya inancıdır. İnanca göre tanrılar birbirinin kaderi olan kişilerin serçe parmaklarını kırmızı bir iplikle bağlar. Bu görünmez ip sayesinde birbirine yazılan bu kişiler zaman ya da şartlar ne olursa olsun eninde sonunda kavuşurlar. O süre zarfında ip uzayabilir, karışabilir ama hiçbir zaman kopmaz.
Gecenin karanlığında birbirinin yanından geçip giden iki gemiydik sadece.
Hiçlik bile aslında bir şeydir.
Umutsuz olmaktansa kör olmak belki de daha iyiydi.
Söz veriyoruz. Unutmayacağız.
Suskun kişi en çok kulak verilmesi gereken kişidir.
O benden elimi istemişti ama ben ona tüm kalbimi vermiştim.
İster acı sarsın yüreğini, isterse mutluluk Hepsi gelip geçici.
Acı ve mutluluk geçmezdi.Derinliklerimize gömülüp adeta iliklerimize işlerdi.Güçsüz zeminleri üzerinde dururken ikisi de yok olduğunda dengemizi bulmaya çalışırdık.
Umutsuz olmaktansa kör olmak belki de daha iyiydi.
Annem hep şöyle derdi : İyi günde herkes dostun olur,önemli olan kötü gün dostu bulmak.
Yönünü bulmak istiyorsan hem köklerinin nerede olduğunu hem de gitmek istediğin yeri bilmelisin.
Ne kadar zamanımız kaldığını bilemezdik ama elimizdeki bu zamanla neler yaptığımız bizim elimizdeydi.
Endişe küçüktür ama gölgesi büyüktür.
Büyükannem şöyle derdi: İster acı sarsın yüreğini,isterse mutluluk Hepsi gelip geçici.
Annesinin kızı için yaptığı fedakarlık çok büyük aşkı için yön vermesi. Ve sonrasında kızın evlerine gelerek Annesinin öldiğinü duyup içindeki acısı acınası Kadımpatı kokusu anılarını depreştiriyprken canı acıyordu. Naoko haşemanın gidişiyle karnındaki bebeğiyle annesinin ölüm haberini nasıl taşıyacak tı?
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Hayat seni fazla mı yordu? Yoluna devam et.
Kazanmak önemli değildir, önemli olan nasıl kazandığındır.
Sen özel bir atıcısın, ikinci kalede çok iyisin ama kaleler arasında hızlı değilsin. Gücünü fark et.”
“Zaman ayrımcılık yapmazdı. Mutlu muyuz, üzgün müyüz onun umrunda değildi. Ne yavaş akardı ne de geçmek için acele ederdi. Tek bir doğruda ilerlemeye devam eden gökyüzündeki aya bağlıydı. Yüreğiniz acıyla kavrulurken bile akıp gitmeye devam ederdi.”
Hayat seni fazla mı yordu? Yoluna devam et. Kazanmak önemli değildir, önemli olan nasıl kazandığındır.
Gerçek, doğru zamanı bekler. O gerçek erken ya da geç vakitte dile gelirse bil ki yalandır.
İnsanlar plan yaparken kader gülermiş.
Çoğu kişi şanslıdır ama birkaçının kısmeti açıktır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Savaşın açtığı derin yaraları iyileştirmek bir ömürden fazla sürer. İyileşmesi için birden çok ömür gerekir.
Suskun kişi en çok kulak verilmesi gereken kişidir.
Gerçek, doğru zamanı bekler. O gerçek erken ya da geç vakitte dile gelirse bil ki yalandır.
Yönünü bulmak istiyorsan hem köklerinin nerede olduğunu hem de gitmek istediğin yeri bilmelisin.
Endişe küçüktür ama gölgesi büyüktür.
Kendimize anlattığımız bir hikâye gerçek olmasa da olur.
Rüzgâra karşı ıslık çalmak tehlikelidir. Denizi huzursuz eder, tufanı çağırır.
Umutsuz olmaktansa kör olmak belki de daha iyiydi.
Zaman ayrımcılık yapmazdı. Mutlu muyuz, üzgün müyüz onun umurunda değildi. Ne yavaş akardı ne de geçmek için acele ederdi. Tek bir doğruda ilerlemeye devam eden gökyüzündeki aya bağlıydı. Yüreğiniz acıyla kavrulurken bile akıp gitmeye devam ederdi.
Taşla suyun mücadelesinde kazanan her zaman su olurdu.Ailemin düşüncesi kaya gibi sertse ben de bunu değiştirmek için su olmalıydım.
“Endişeler küçüktür ama gölgeleri büyüktür.”
Zaman ayrımcılık yapmaz. Mutlu muyuz, üzgün müyüz onun umurunda değildir. Ne yavaş akar ne de geçmek için acele eder. Tek bir doğruda ilerlemeye devam eden gökyüzündeki aya bağlıdır. Yüreğiniz acıyla kavrulurken bile akıp gitmeye devam eder.
“Hayat dediğimiz şu rüyada akıllılar kendi cennetlerini inşa ederken, aptallar cehennemlerini oluştururlardı.”
“Suda samimiyet vardı. Etrafındaki her şeyin şeklini alsa da zamanla onları değiştiriyordu.”
“Gerçek doğru zamanı bekler. O gerçek erken ya da geç vakitte dile gelirse bil ki yalandır.”
“Yönünü bulmak istiyorsan hem köklerinin nerede olduğunu hem de gitmek istediğin yeri bilmelisin.”
“Taşla suyun mücadelesinde kazanan her zaman su olurdu. Ailemin düşüncesi kaya gibi sertse ben de bunu değiştirmek için su olmalıydım.”
Yönünü bulmak istiyorsan hem köklerinin nerede olduğunu hem de gitmek istediğin yeri bilmelisin, demişti babam.
Gerçek doğru zamanı bekler. O gerçek erken ya da geç vakitte dile gelirse bil ki yalandır.
Ne kadar zamanımız kaldığını bilemezdik ama elimizdeki bu zamanla neler yaptığımız bizim elimizdeydi.
Dönmezsen sevgim senin gölgen olsun ve hep arkanda dursun.
Yönünü bulmak istiyorsan hem köklerinin nerede olduğunu hem de gitmek istediğin yeri bilmelisin .
Gerçek doğru zamanı bekler
Endişe küçüktür ama gölgesi büyüktür..
Hiçlik bile aslında bir şeydir.
İster acı sarsın yüreğini, ister mutluluk Hepsi gelip geçici.
Aşkla dolu bir hayat mutluluk demektir. Aşk için hayatı yaşamak ise aptallık. Keşkelerle geçirilmiş bir hayat ise dayanılmaz.
Japonya’da tamir edilen objelerin, içlerinde daha çok güzellik barındırdığı inancı vardır çünkü tamir, o objenin geçmişinin bir parçasıdır.
Melezdi ve masum bir yavru olmasına rağmen varlığı bu insanları utandırıyor, korkutuyordu. Ülkemin bu despot tutumu ile ailemin korkusu da beni utandırıp ürkütüyordu.
Aileler arasında görünmez bir bağ, fertleri birbirine yaklaştıran doğal bir çekim vardı. Onu hissedebiliyordum. Yaklaşmıştım.
Sesim kısılana kadar konuştum. Esnesem de uyku tuzağına düşmeyecektim çünkü kendisi kıymetli zamanları çalan bir hırsızdı, benim ise ona verecek zamanım yoktu.
Aşk dolu hayat mutluluk demektir. Aşk için hayatı yaşamak ise aptallık. Keşkelerle geçirilmiş bir hayat ise dayanılmaz.
Kendimize anlattığımız bir hikaye gerçek olmasa da olur.
Yönünü bulmak istiyorsan hem köklerinin nerede olduğunu hem de gitmek istediğin yeri bilmelisin.
Kendimize anlattığımız bir hikaye gerçek olmasa da olur.
Hiçlik bile aslında bir şeydir.
Hayat dediğimiz şu rüyada akıllılar kendi cennetlerini inşa ederken,aptallar cehennemlerini oluştururlardı.
Ölüm sadece bir geçiştir.Hem hayatları onurlandırmak hem de diğer hayata geçişleri kolaylaştırmak için buradayız.
Doğru yolu seçmek kaderdir.Yanlış yolu seçmek de kaderdir.Aşkı seçersen seçimini sevmek için hazır ol.
Gerçek,doğru zamanı bekler.O gerçek erken ya da geç vakitte dile gelirse bil ki yalandır.
“HİÇLİK bile aslında bir şeydir.”
‘Hayat dediğimiz şu rüyada akıllılar kendi cennetlerini inşa ederken, aptallar cehennemlerini oluştururlardı ’
Görmüyor musun, Ateşböceği? Yuva diye bildiğim tüm o rahatlıktan vazgeçiyorum çünkü benim evim sensin. Eğer hayatımda sen olmayacaksan o hayat ne işe yarar ki?
Kalbim, sanki küçük bir kuş göğsüme hapsolmuşcasına çarpıyordu.
Gerçek doğru zamanı bekler. O gerçek erken ya da geç vakitte dile gelirse bil ki yalandır.
Zaman ayrımcılık yapmazdı. Mutlu muyuz, üzgün müyüz onun umrunda değildi. Ne yavaş akardı, ne de geçmek için acele ederdi.
( )Yüreğimiz acıyla kavrulurken bile akıp gitmeye devam ederdi.
Ister acı sarsın yüreğini, isterse mutluluk.. Hepsi gelip geçici.
Taşla suyun mücadelesinde kazanan her zaman su olurdu.
Ne kadar zamanımız kaldığını bilemezdik ama elimizdeki bu zamanla neler yaptığımız bizim elimizdeydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir