Can Yücel kitaplarından Alavara kitap alıntıları sizlerle…
Alavara Kitap Alıntıları
Âdem olmak mı diyetin
Yoldaşıysan nazımla Hikmet’in
Gel güneşe, güneşe gel
bir varmış bir yokmuş deme
içime dokunuyor
aşkın kanunu yazıyorum yeniden
ohannes brahms çalıyor eski plakta
sanat uzundur hayat kısa
Yok mu bunun çaresi?
Var
Yaşamayı ölecek kadar sevmek!
Bir Varmış Bir Yokmuş… deme!
İçime dokunuyor…
Kürdi-li Hicazkar taksimini seviyorum
Amma bölücüymüşüm haa !..
Çalışan, parasız pulsuz, çalışıyor paralıya
Güvenen varsa, parasına güveniyor
Sonra öğün babam öğün!
Dövün babam dövün !
Kadın erkeği, erkek kadını zehirler
İşte o siyanürdür.
Ben formülü vermiyeceğim size.
Ben bütün bir beldenin zehirlenmesinden sözediyorum.
Ve kapalı şirketlerle çevrilen
Bir büyük ölümcül dalavereden sözediyorum.
Bergama Ege’nin pırlantası Türkiye’nin de pırlantası Siz beş kuruşluk altın için Pamuğu, zeytini batıramazsınız !
Oyun şu: Siyanürü basıp toprağa
Altın cevherinin çamurunu götüreceksiniz.
Çamur İngiltere’ye gittiği zaman, Ayıklanıp altın çıkarılacak.
Geride kalan ne?
Zehirlenmiş bir belde.
Bergama.
Bergama.
Ne pamuk kalacak, ne turizm.
Bre hayvanlar, Altına hücum ediyorsunuz da, İnsan denen altın parçası n’olacak?
Altın Türkiye’nin altını kazan hayvanlardır zaten.
Biz altın istemiyoruz.
Altın gibi buğday başaklanmızı istiyoruz.
Ay parçası pamuklanmızı istiyoruz.
Masmavi denizimizi istiyoruz.
Zehire Hayır !
Siyanüre Hayır!
Altın olan zehire hayır!
Sağlık Tannsı As klepion’un Hastanesini siyanürleyemezsiniz !
Can Yücel
Kimseyi öldürmez
Zehirli havayı arıtır
Dünyanı değiştirmen pahasına da olsa.
Çünki ozon tabakası delindiyse eğer
Önce ozan tabakası delinmiştir de ondan
Kursagimda kalan Çil kuruşla
Ama ne yazar bu memlekette yazı
Dağ- taş tuğra
Devletçe de “menfi bir tip “sayıldım Onun için kan grubum
RH NEGATİF
Kimseyi öldürmez
Zehirli havayı arıtır
Dünyanı değiştirmen pahasına da olsa.
Çünki ozon tabakası delindiyse eğer
Önce ozan tabakası delinmiştir de ondan
Su içiyorum
Şiir yazıyorum
Ne dokunuyorsun
Yok mu bunun çaresi?
Var:
Yaşamayı ölecek kadar sevmek!
Adamı öldürür.
Eroin, afyon, LSD, asit
Şiir daha başka bir alışkanlıktır.
Sol elinlen yazayım desen
Sağ elinlen yazamazsın.
Bi de yazmaya başladığın zaman
Kendini tutamazsın,
Şiir uyuşturuculardan değildir
En uyandırıcısıdır.
Altın gibi buğday başarılarımızı istiyoruz.
Ay parçası pamuklarımızı istiyoruz.
Masmavi denizimiz istiyoruz.
Zehire Hayır!
Siyanüre Hayır!
Altın olan zehire hayır!
su içiyorum
şiir yazıyorum
Ne dokunuyorsun
Başımıza devletle getirdiklerimiz
Milletçe başımıza zorla bela ettiklerimiz
Öyle seviyorlar ki milleti
Millet adına
Millet aşkına
Millet uğruna
Milletin gözünün içine baka baka
-Kaçıncı bu?- O kahrola
YOL-MOL yoluna
Yoluyorlar milleti
Devletçe de menfi bir TİP sayıldım
Onun için kan grubum
RH NEGATİF
“Öfke yürütüldüğü an, aslında bir gerilladır (ve gerilla da tek başına yapılmıştır ve şiir dediğimiz tek başına yürütülmüş bir öfke, bir gerilladır).”
Biliyorum yaklaştığını..
su içiyorum
şiir yazıyorum
Ne dokunuyorsun
Biliyorum yaklaştığını
Altın gibi buğday başarılarımızı istiyoruz.
Ay parçası pamuklarımızı istiyoruz.
Masmavi denizimiz istiyoruz.
Zehire Hayır!
Siyanüre Hayır!
Altın olan zehire hayır!
Öyle bir harp meydanına döndü ki ömrüm
Mağlup bir şah iken galip bir nefer-i merkum
Yürüyorum sılaya, uyağımda ölüm.
Başımıza devletle getirdiklerimiz
Milletçe başımıza zorla belâ ettiklerimiz
Öyle seviyorlar ki milleti
Millet adına
Millet aşkına
Millet uğruna
Milletin gözünün içine baka baka
-Kaçıncı bu?- O kahrola
YOL-MOL yoluna
Yoluyorlar milleti
Ne ağaca benzer, ne buluta benzer;
Burası gibi değil gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız,
Rengi başka, tadı başka.
Yok mu bunun çaresi?
Var:
Yaşamayı ölecek kadar sevmek!
Başımıza devletle getirdiklerimiz
Öyle seviyorlar ki milleti
Millet adına
Millet aşkına
Millet uğruna
Milletin gözünün içine baka baka
YOL – MOL yoluna
Yoluyorlar milleti
Ha gözlerinle müezzini aramışsın boş şerefede,
Ha Ankara ‘ daki madara yöneticileri!
Onlar da bulmuşlar birer Amerikan mikrofonu
Oturdukları yerden okuyorlar ezanlarını
dilediğimi düşünmekte ve yazmakta hürüm,
diye ısrar ediyorum.
Sen insan filan değilsin! Mahkumsun sen,
mahkum!
Yok mu bunun çaresi?
Var:
Yaşamayı ölecek kadar sevmek!
Adem olmak mı diyetin
Yoldaşıysan nazımla Hikmet’in
Gel güneşe, güneşe gel
Güneşe gel
Güneşe
Güneşe
Yaşa be!
su içiyorum
şiir yazıyorum
ne dokunuyorsun
Öyle bir harp meydanına döndü ki ömrüm
En uyandırıcısıdır.
Bir şiir okuduğun zaman ayağa kalk.
Geri vitesle dalıyoruz Orta Çağa
Bu tüketim toplumunun has çocuğu
Bir kalemde yeni bir kalem sürdü piyasa ekonomisine,
Kitapsızlar mahallesinde salyangoz bellenen o yasaklı
O tükaka KİTAP kapış kapış gider oldu sapamarketlerde
Orhan eskiden yok olan bişeyi yok satıyor !
Biz ne kızıllar gördük kızılı yok pahasına satan
Varsın o da Kırmızı’yı okutsun ateş pahasına !..
Mağlup bir şah iken galip bir nefer-i merkum
Yürüyorum sılaya, uyağımda ölüm
Kediler hariç
Uzun laflar uzun gaflar
Kısaltıyor ömrümü
Uzun laflar uzun gaflar
Kısaltıyor ömrümü
Sanki kısa yaşamışım da !..
Uzayda bir kuyruklu yıldız
Vuracak bir yere ya nereye?
Ama Shakespear’leri çevirdikten sonra Türkçeye
21
Bana Bir Varmış de !
Bir Varmış Bir Yokmuş deme !
İçime dokunuyor
31
Çaresiz dertlere düştüm
Yok mu bunun çaresi?
Var:
Yaşamayı ölecek kadar sevmek !
43
Bi sen misin, başka ozan yok mu yani kabz’olan !
Uvunup duracağına, soyut şiir yaz be adam !
58
Demek ki
Bu hali bu güzeli bu yeşili
İlle de bugünkü kendi haliyle
Görüp göstereceğiz diye
Ihlamurlar budamak
Şiir değil bundan böyle
61
Şiir bir terlemedir
Güneş güneş gözlerle
Ve böyle böyle şair
Eriyip gider
Dünya gibi tıpkı
Döndükçe terleye terleye
62
Görmüyor musun
Su içiyorum
Şiir yazıyorum
Ne dokunuyorsun
74
Şiir havalı bir tabancadır
Kimseyi öldürmez
Zehirli havayı arıtır
Dünyanı değiştirmen pahasına da olsa.
Çünki ozon tabakası delindiyse eğer
Önce ozan tabakası delinmiştir de ondan
90
Griple ve devletle uğraşıyorum
Barsaklanm bozuk
Ancak kaçakları düşünerek dışan çıkıyorum
Pasaportsuz
Pasaportum şiir
Kimliğim şiir
Hayatım vesair
93
Bir osuruk ağacıyım ben
Yellendikçe şiirler açan
94
Resimde değil sade, şiirde de
Hat-tı müdafaa yok
Sath-ı müdafaa vardır.
Müdafa ettiğimiz satıhsa
Resimde topyekun mekan
Şiirdeyse topyekun kelamdır.
98
Barsaklanm bozuk
Ancak kaçakları düşünerek dışan çıkıyorum
Pasaportsuz
Pasaportum şiir
Kimliğim şiir
Hayatım vesair
Kimseyi öldürmez
Zehirli havayı arıtır
Dünyanı değiştirmen pahasına da olsa.
Çünki ozon tabakası delindiyse eğer
Önce ozan tabakası delinmiştir de ondan
Su içiyorum
Şiir yazıyorum
Ne dokunuyorsun
Güneş güneş gözlerle
Ve böyle böyle şair
Eriyip gider
Dünya gibi tıpkı
Döndükçe terleye terleye
Bu hali bu güzeli bu yeşili
İlle de bugünkü kendi haliyle
Görüp göstereceğiz diye
Ihlamurlar budamak
Şiir değil bundan böyle
Uvunup duracağına, soyut şiir yaz be adam !
Yok mu bunun çaresi?
Var:
Yaşamayı ölecek kadar sevmek !
Bir Varmış Bir Yokmuş deme !
İçime dokunuyor
Bırakalım ırzımıza geçsinler!
Devletçe de menfi bir TİP sayıldım
Onun için kan gurubum
RH NEGATİF
Yellendikçe şiirler açan
Ne ağaca benzer ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz havası ayrı hava
Nerede gördüklerim nerede o beklediğim kız
Rengi başka tadı başka
Yok mu bunun çaresi?
Var:
Yaşamayı ölecek kadar sevmek!
Bir Varmış Bir Yokmuş deme!
İçime dokunuyor
Adem olmak mı diyetin
Yoldaşıysan nazımla Hikmet’in
Gel güneşe, güneşe gel
Güneşe gel
Güneşe
Güneşe
Yaşa be!