İçeriğe geç

Özlüyorum Seni Kitap Alıntıları – Harlan Coben

Harlan Coben kitaplarından Özlüyorum Seni kitap alıntıları sizlerle…

Özlüyorum Seni Kitap Alıntıları

Aşk herkesi unutkan yapar ve hepimizi biraz bencilleştirir.
Yaptığım şeyler için pişman olmam. Şansım olduğu halde yapmadığım şeyler için pişman olurum.
Eylemler, sözlerden daha yüksek sesle konuşur.
Eylemler seslerden daha yüksek sesle konuşur.
Güzellik,çirkinliğin yamacında bulunurdu hep.Aslına bakılırsa güzellik,çirkinlik olmasa var olamazdı.Hiç karanlık olmasa aydınlık nasıl olurdu?
Hiç özlemiyorum seni.
Hayatınızda çok az mükemmel anınız olurdu; bir kutuya koyup üst rafa kaldıracağınız anlar.
Hiç özlemiyorum seni. Kendime yalan söyleyebilirim.
Ölmemişti ama tam olarak yaşamıyordu da.
“Hayatını değiştirebilecek sadece bir kişi var,” dedi. “O da sensin.”
Özlüyorum seni.

Hiç özlemiyorum seni.

Beni asla affetmeyecektir. . .
Mutluluk kırılgandı. Her anı takdir etmek gerekirdi ve onu korumak için elinizden geleni yapmalıydınız.
acı dolu yıllar boyunca çok şey öğrenmişti ama belki de en büyük ders de en basit olanıydı:
mutlu ol ve değer verdiğin şeyleri koru.
Hayatın çoğunlukla şansa bağlı olduğundan şüpheleniyordu. Hepimiz bunun çok çalışmak, eğitim, tahammül ile ilgili olduğuna kendimizi ikna etmek istiyoruz ama gerçek şu ki hayat daha çok kararsızlık ve rastlantıydı. Bunu itiraf etmek istemezdik ama şans, zamanlama kader tarafından yönetiliyorduk.
Ölüm size bunu öğretirdi. Her şeyden vazgeçebilmeyi, her şeyi affedebilmeyi; sadece bir saniye daha onunla olmak için.
.
aşk herşeyi affeder mi?
.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Zaman tüm yaraları iyileştirir,..
Açgözlülük, insanı her şeyden çok aşağı çekerdi.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
kimseye bir şey söylemeyince insan bir yalanı yaşamaya başlar. Seni kandırdı, evet ama sen de görmek istemedin. Bu, herkesi yozlaştırıyor.
İnsanlar bu tür internet sitelerinde hep sahte hesapları kuruyor. Daha ateşli görünen insanların fotoğraflarını kullanıyorlar. Buzları kırmak için. Bu beni kızdırıyor, anlıyor musun? Piliçler hep asıl önem verdikleri şeyin kişilik olduğundan bahsedip duruyorlar ama sonra bum, bir bakıyorsun onlar da tatlı oğlanları seçivermiş. Her şey bundan ibaret olabilir.
Ölüm berbattı. Ölüm, geride kalanları hayatta kalmaya zorladığı için berbattı. Ölüm, sizi de aynı anda alacak kadar merhametli değildi. Bunun yerine ölüm, hayatın devam ettiği gerçeğiyle sürekli boğazınıza çökerdi.
Aşk insanı kör ederdi, evet ama aşık olunmayı istemek kadar değil.
korku, muhteşem bir motive edicidir.
Hayatınızda çok az mükemmel anınız olurdu; bir kutuya koyup üst rafa kaldırmak isteyeceğiniz anılar Böylece yalnız hissettiğiniz zamanlarda kutuyu aşağı indirir ve tekrar açıp yaşayabilirdiniz.
Martha Paguet sekiz saat önce gerçek aşkı bulmaya çıktığına inanarak evini terk etmişti. O zamandan beri bir arabaya kilitlenmiş, kontrolden çıktığında dövülmüş, soyulmuş ve karanlık kutusuna gömülmüştü.
Gerçek, yalanlardan daha iyi olabilir, dedi. Ama her zaman seni özgür bırakmaz.
Gençken insan bütün cevapları bildiğini sanır. Sen ya sağı ya da solu tutarsın ve diğerlerinin hepsi aptaldır. Bilirsin. Yine de biraz daha büyüdüğün zaman, daha fazla gri görmeye başlarsın. Şimdi anlıyorum ki gerçek aptallar, cevapları gerçekten bildiklerini emin olanlardır. Hiçbir şey asla o kadar basit değildir. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
her şeyi bir gülümseme ile saklayan o insanlardandı.
Geçmişi değiştiremezsin ama anılarımızı şekillendirebiliriz. Hangilerinin kalmasını istediğimi ise ben seçerim, sen değil.
Yüzleşmem gerekmeyen şeylerle yüzleştirme beni, dedi. Bitti gitti.
‘Bir adamın yeterince yiyeceği varsa ikinci bir ağzı olsun ister.’
Hayat bir çeşit zırvadan ibarettir ama bize de ummamak, çok istememek öğretilir hep.
Neler olduğunu öğrenelim de senin güzel kıçını terk edecek kadar aptal olan bu çük kafalıyı geçmişe gömebil.

Şey, öyle deyince mantıklı geldi, dedi Kat.

Hayatı sadece rayından çıkmamıştı, sanki o raylar altında tamamen kaybolmuştu.
hiç unutmamıştı. Evet, bu düşünce insana şöyle bir öf dedirtiyordu ama yüreğinde, aklında olmasa da bir şekilde bir araya gelmeye yazgılılardı, hayat karşılarına bazı garip kıvrımlar ve dönüşler çıkarabilirdi
süreklilik ve nostalji duygusuna sahiptik fakat işin aslı, her nesil kendinden bir öncekinden kaçıyordu. Garip bir şekilde, çoğu zaman da, daha iyi bir yere varıyorlardı.
Burası ölülerin,hayaletlerin ve çok paralı, fiyakalı takım elbiselilerin diyarıydı. Burada onun için hiçbir şey yoktu.
Hayatta kendinizi pek çok şey için affedebilirdiniz, hiç de mantıklı olmayan şeyler için bile ama hayatta kaldığınız için kendinizi affetmek çok zordu.
“Sen dünyama girdin ve onu sonsuza dek değiştirdin.”
İnsanlar hakkında tutarlı olan tek şey asla tutarlı olmadıklarıydı.
Şimdi anlıyordu. Herhangi bir şeyi, eğlenceli bir şey olsa bile çok uzun süre yapmak, sizin için iyi değildi.
Çok sigara içen biriyle yaşadığınızda hayatınızdaki her şey bir süre sonra sarımsı bir renge dönerdi.
bazı şeyleri sır olarak kalamaz mı? Gerçekten her şeyi bilmemiz mi gerekiyor?
Ebeveynlerin, internete yüklenilen hiçbir şeyin tamamen silinmeyeceğini söyleyip çocukları korkuttuğunu duymuş muydun hiç?
Evet.
Eh, doğru söylüyorlar. Önbelleğe alınmış bir dosya olur. Burası biraz teknik oluyor ama bir şeyi sildiğinde, gerçekten silinmez. Evini boyamak gibi. Sadece eski rengin üzerini boyuyorsun ama yeni boyayı kazırsan eski boya hep orada oluyor.
Çocukların kilometrelerce yürüdüğü ve kumsallarda oynayabildiği, büyükanne ve büyükbabalarına gelip ev işlerine yardım ettikleri bu tarım arazileri gerçekten vardı. Artık gerçek olduklarını biliyordu ama o mutlu öyküler hala birer hayaldi.

Bana mı öyle geliyor yoksa burası bu gece extra avanak mı dolu?
.
Hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
.
Yaşam yollarında ilerlersin. Maceralara atılmayı seçebilirsin ancak bazen yollar, başka bir rotaya gitmeyi zorlar seni.
Herkes uzun vadeli kar ve hayatta kalmak için en iyi olduğunu düşündükleri şeyi yapar.
Aşk herkesi unutkan yapar, Brandon. Hepimizi biraz bencilleştirir.
Sadece hissiz hissediyordu. Hayatının büyük kısmı cevapsız sorulardan ibaretmiş gibi geliyordu.
karanlık olmasa aydınlık nasıl olurdu?
Aslına bakılırsa güzellik, çirkinlik olmasa var olamazdı.
.
Güzellik, çirkinliğin yamacında bulunurdu hep.
.
iknanın, istemenin, gözlerin güvenilmezliğinin gücünü ilk elden öğrenmişti.
Bazı erkekler böyleydi, tüm kadınlarla sanki bekarlar barında tanışmış gibi iletişim kurarlardı. Sırnaşık olmadan kahvaltıda ne yediğinden bahsedemezlerdi, sanki tek gecelik ilişki yaşamışlar da kahvaltıyı birlikte olduğu kadın hazırlamış gibi konuşuyorlardı.
Ayakkabılarını sürekli parlatan tipler genellikle bencil, görüntünün insanın özünden üstün olduğunu düşünen pislikler olurlardı.
Hepimiz anı yaşamak isteriz. Bunu anlayabiliyorum ama o anı hatırlamıyorsan gerçekten olmuş mudur?
Bir düşün. İyi ya da kötü bir deneyim de olsa: Bir şey olduktan hemen sonra unuttuysan o şey oldu sayılır mı?
.
Hatırlamıyorsan acı çekmiş misindir?
.
Pek çok erkek saçların açık bırakılmasından hoşlanırdı. Jeff öyle değildi. Yüzünü seviyorum. Elmacık kemiklerini ve gözlerini
İkinizde yalnızsınız. İkiniz de bekarsınız. İkiniz de feleğin çemberinden geçmişsiniz.

Masal gibi olurdu, düşünsene bir.

Ama bu biraz, bilirsin, kader ya da kısmet gibi bir şey.
Hayatımızdaki her şeyin karmaşık ve gri olduğunu biliyoruz. Yine de bir şekilde ilişkilerimizin tamamen basit ve saf olmalarını bekliyoruz.
Her ilişkide çatlaklar ve kırıklar var ama bu onların anlamsız, kötü ve hatta yanlış oldukları anlamına gelmez.
Aşk tiksindirici şeyleri bile dokunaklı hale getirebiliyordu.
Deha, alışılmadıktan gelir,
Hayatı boyunca insanlar onu hayal kırıklığına uğratmayı alışkanlık edinmişlerdi.
Sen dünyama girdin ve onu sonsuza dek değiştirdin,
her hücresine şarkılar söyletir her hücresini inletirdi. Teknik, boyut ya da herhangi bir şey değildi farkı yaratan. Güvendi.
Hayal miydi yoksa umut asla tükenmiyor muydu?
Madalyonun diğer yüzü de buydu.
Kazanman için oyuna dahil olman gerekir, değil mi?
onun ortalarda olmayışını tamamen görmezden gelirdi; yani kelimenin tam manasıyla gözden ırak gönülden de ırak olurdu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir