İçeriğe geç

…ve Aşk Kitap Alıntıları – İbrahim Sadri

İbrahim Sadri kitaplarından …ve Aşk kitap alıntıları sizlerle…

…ve Aşk Kitap Alıntıları

Ve belki de yıllar sonra, Peki, sen onu bir daha hiç gördün mü? sorusuna Evet, evlenmiş, diye cevap verirken dudağınızın kenarına biriken o yorgun ve mahzun gülümsemedir.
Kalbi olanın aklı, aklı olmayanın endişesi yoktur
Eylül, melâldir. Melankolidir biraz da
Tıp melankoliyi bir sağlık sorunu olarak görür.
Oysa ruhumuzun feryadıdır o. Oysa o, aşkın gönül yoldaşıdır.
Ve Neşet Ertaş ustanın dediği gibi:
Sevda sırrınan olur
Öyleyse şimdi eylül zamanıdır. Eylül, sırların mevsimidir.
Eylül düpedüz aşktır
Aşk, eğer dağınıklıksa, en çok Cemal Safi, en darmadağın Ümit Yaşar, en pervasız Orhan Veli, en zamansız Turgut Uyar’dır.
Yalnızlığı dağıtan her şeye sımsıkı sarılma zamanıdır aşk.
Aşk, icat edilmemiş marazların ta kendisidir.
Limansız kalmaktır. Derin mavi, onun yokluğunun zehir sarısıdır. Baldıran rengi kefendir. Taze toprak kokusudur. Hasretin insan etinden ayrılıp düşmesidir. Morg soğuğudur.
Aşk, her gidişin, her terk edişin neden birbirine bu kadar benzediğinin anlaşılamamasıdır.
Bir bebeğin hayata ilk göz açma çığlıģı neyse, aşkın vaveylası da odur.
Kederin ve melankolinin daniskasıdır.
Aklımızı başımızdan alan ve bir daha geri getirmeyendir. Zaten akla ihtiyaç da bırakmayandır. Aşk, delidir. Deliliği sever.
Aşk rağmendir
Başkalarına rağmen, hüzünlere rağmen, imkânsızlıklara rağmen, acılara rağmen, korkulara rağmen, terk edişlere rağmen, kaçışlara rağmen, ayrı kalışlara rağmendir aşk.
Önüne çıkan bütün engellere rağmendir aşk.
Aşk, nasiptir
Insanın payına düşendir aşk. Malın mülkün büyüsüne kapılmayan, aramaktan yorulmayanların nasibine ancak aşk düşer.
Aşk, nisan yağmurudur
Bir anda boşalıverir üzerimize. Yolda yürürken, hiçbir bulutu fark etmemişken, hazırlıksız yakalanıveririz aşka.
Öncesizdir, sonrasızdır, nedendizdir aşk.
Bir nefesliktir, bir anlıktır, bir denk gelişitr.
Aşk, zamansızdır aslında.
Nerde olduğundan habersiz, nereye varacağından habersiz öylece yürümektir aşk.
Fırtınalardan kaçıp sığındığımız bir limandır aşk. Yüreğimizi güvenli kılar sevgilinin gözleri. Bir sevgilinin gözleriyle firar ederiz bu dünya hapsinden. Sevdamızdan açılan pencerelerden kanatlanır yüreğimizin kırlangıçları.
Ve belki de yıllar sonra,Peki, sen onu bir daha hiç gördün mü? Sorusuna Evet, evlenmiş ,diye cevap verirken dudağınızın kenarına biriken o yorgun ve mahzun gülümsemedir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Aşk varsa, kaybetmek kaçınılmazdır.
Aslında aşkta düşmek vardır.
Aşka düşersiniz. Sokaklara düşersiniz.
Üzerine düşersiniz.
Hayata düşersiniz.
Ortalığa düşersiniz.
El içine, söz içine düşersiniz.
Sadece düşersiniz.
En nihayet kendinizin bile uzağına düşersiniz.
Dönsün bakalım devran, nasıl dönecekse onsuz.
Aşk böyle bir şeydir, sorgusuz ve umutsuz
Bir süngü ararsınız. Bir silah, bir kalkan..
Ama aşk, sizi savunmasız yakalayandır.
Galiba kazanan hep aşktır.
Aşk düşünce gönlüne, Istanbul bi dünyadır. Aşkın kuşları yani martılar vardır bu kentte.
Aşk, senin gözlerime düşmendir
Tamamlanmaktır aşk. Aşksız her şey yarımdır. Aşksız her şey eksiktir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Onun gözlerinin içine bakabilme cesaretini bulabildiğin ilk anda ben sende tutuklu kaldım diyebilmektir.
Aşk yürüyüştür, eylemdir. Dünyanın en güzel başkaldırmasıdır, en güzeliyle hem de dünyanın.
Aşk, dünyanın inceldiği yerden kopmasıdır yani. Kıyametle merhametin arasında bir yerden..
Aşığın kulaklarını sağır eden ve şehrin içine gömdüğü bir çığlıktır aşk.
Aşkın kanunu yoktur.
Hayat, anlamsız bir yaşantılar bütünü olarak sana hiç bulaşmadan; sen akıp giden hayata hiç bulaşmadan geçebilir yıllar. Küsebilirsin, çıldırabilirsin, sebepsiz sanılsa da, dünyanın en önemli sebebi yüzünden, dünyanın orta yerinde aşk için ağlayabilirsin.
Gidilecek yolu bulamamaktır aşk. Yolların başında kalakalmaktır ve kalbinden başka tek bir ses bile duymamaktır. Başa gelen ne varsa katlanmak zorunda olmaktır. Aşk, zaten katlanmaktır..
Darmadağındır, aşk. Hesaba, endazeye, tartıya, ölçüye gelmez.
Kendinize acıdığınız olmaz. Ama içiniz hep acır. Aşk böyledir. O yüzden derin bir mucizeviliğe sahiptir. Akıllıdır ama aklı sevmez.
Allah’ın gülleri yakamızı bırakmasın!
herkes bir şeyin yoksulu
Menekşeler mermilerden daha azdı.
Yenilmişti dünya
Aşktır
Bir fotoğrafın yıllar sonra kanamaya başlamasıdır.
Kendinize acıdığınız hiç olmaz. Ama içiniz hep acır böyledir .Aşk böyledir..
“Doğmak gibidir, aşk kendiliğinden Ölmek gibi ya da Tayin edemeden
Belirlenen saattir üzerimizde.”
“Bir sevgilinin gözleriyle firar ederiz bu dünya hapsinden.”
kendinize acıdığınız hiç olmaz ama içiniz hep acır..aşk böyledir !
Aşk, utanmaktır.
Nasılsın bu akşam? sorusuna, içten geçen fırtınalara
set vurup iyiyim, demektir sadece
Aşk, sadece senin yanında iyi olmaktır.
Aklımızı başımızdan alan ve bir daha geri getirmeyendir.
Zaten akla ihtiyaç da bırakmayandır.
Aşk, delidir.
Deliliği sever.
Nefestir, aşk
Aşksız yaşayamaz insan.
Aşk sevgiliyi derin derin içine çekmektir.
Aşk ne kadar imkânsızlıksa, bir o kadar da “bir yastıkta kırk yıl”dır.
Önce bir bilinmeyene bağlanmaktır aşk.
“Ya olursa, ya severse”dir.
Gidilecek yolu bulamamaktır aşk.Yolların başında kalakalmak ve kalbinden başka tek bir ses bile duyamamaktır.Başa gelen ne varsa katlanmak zorunda olmaktır.
Aşk zaten katlanmaktır.
Aşkını haykırmak ister insan.
Bağırmak , söylemek, duyurmak ister
Haberdar olsun tüm şehir ve bu çığlıkla büyüsün aşkı ister.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir