Kalp ile Sır Kitap Alıntıları – Mecbure İnal Vela

Defineler yerin derinliklerinde ve harabelerde saklıdır. Harabelere inmeye tenezzül etmeyen hazinelere asla erişemez.

Baş gözünün ağladığına gözyaşı diyorlar, kalp gözünün ağladığına ne diyorlar?

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İste yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karsıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Necip Fazıl

mekansızlık ilinde, tezatlar çarşısında karmaşaya müşteri oluyorum.

Köyler medeniyetlerin mayalandığı yerlerdir.

Şiirler kalplere çizilen resimlerdir.

Ben ki suçumu yuysam su biter kurnalarda Necip Fazıl

Düşünceleri dönüp dolaşıp ölüm istasyonuna yükünü indiriyordu.

Hareket sözden daha fazla ses çıkarır.

Kendileri ölmüş sağlar, hastaların başında ağlar.

Kalp emredince, parmak hareket eder.

Aynalar bakmayın yüzüme dik dik.
İşte yakalandık, kelepçelendik.
Çıktınız umulmaz anda karşıma
Başımın tokmağı indi başıma
Suratımda her suç bir ayrı imza
Benmişim kendime en büyük ceza!

Kalp aynamız da , hakikat sırrıyla ışıldar. Hakikat nurundan mahrum kalan gönül, tıpkı sırrını kaybeden aynaya eş, güzellikleri, üstün meziyetleri yutup yok eder. Nur gidince zulmet kalır

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Gözlerine taktıkları güneş gözlüklerinin ardında saklanarak , ağladığını değil, aglamayamadığını gizleyen ahbaplarla mezarlıktayız. Islak toprağı ıslak ıslak atıyoruz babamın cansız bedeninin üzerine. Nefsimin taş taş yükselttiği gurur dağlarının sarsıntısıyla titriyorum . Bir deprem midir bu içten içe yaşadığım!?

‘Kalp alemine girdiğin zaman nefis âleminden çıkmış olursun.  Böylece vücut mülkünden nefse tabi olan şeyler gider, kalbe tabi olanlar değil. Çünkü halk, hükümdarının dinine tabidir. ‘

‘İnsan cehennemi içinde taşıyorsa,  yaşadığı yer cennet olmuş ne kıymeti var? ‘

‘Benim engelim de kendi benliğim olduğunu öğrendiğimde, benliğim ortadan kalktı .’

‘ Aşık olmayanlar kendileri için yaşarlar.
Aşık olanlar ise , eşyanın hakikatine, sırrına ererler. ‘

İnsanın hayatı ayrılmalar var hasretlerden ibaretmiş gibi geldi. Birilerine kavuşabilmek için, başka birilerinden ayrılmak zorunda mıydı?

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

‘Hayatın hakiki manası, yaşadığımız basitlikler olmasa gerek. Bir yerlerde mühim bir şeyler eksik..’

Malik b. Dinar diyor ki : Dünyaya evlenme teklifi edersen , mihir olarak dinini ister!

‘ Sabretmek, dile kolaydı. Beklerken , dakikalar asırlara dönmüştü . Kim demişti ki zaman hızlı akıyor diye?! Saniyelerin nabzını sayınca, azaba dönüşüyordu beklemek ‘

Kalp aynamız da , hakikat sırrıyla ışıldar. Hakikat nurundan mahrum kalan gönül, tıpkı sırrını kaybeden aynaya eş, güzellikleri, üstün meziyetleri yutup yok eder. Nur gidince zulmet kalır