İçeriğe geç

Dul Kadının Oğulları Kitap Alıntıları – Mustafa Yılmaz

Mustafa Yılmaz kitaplarından Dul Kadının Oğulları kitap alıntıları sizlerle…

Dul Kadının Oğulları Kitap Alıntıları

Zaman izafî kavram. Mutluluk anında saatler dakika kadar Acı ve hüzünde dakikalar saat
O ânı yazıya dökmek gerçekten çok zor.
Çünkü ne kadar uğraşırsanız uğraşın kelimeler bu acıyı taşıyamaz.
Hayatı iki türlü yaşarsın evlat:
Ya her şeyin tesadüf olduğuna inanırsın,
Ya da hiçbir şeyin tesadüf olmadığına.
Görmenin en kolay yolu gözlerini kapatmaktır.
Çok oku, çok düşün, çok ibadet et. Yaradılışın hikmetini ara.
Hayatı iki türlü yaşarsın evlat : ya her şeyin tesadfüf olduğuna inanırsın ya da hiç bir şeyin tesadüf olmadığına.
TBMM nin Mermer Salonu’nda üçgen içinde nokta çok net bir şekilde görülmektedir. Ancak TBMM deki bu garip üçgen ve nokta işaretleri sadece bununla da sınırlı değil. Yine aynı bölümde Mısır’daki piramitleri andıran görüntüsüyle üçgen ve tam üzerine yerleştirilmiş daire (büyük nokta) çok da yoruma yer bırakmayacak açıklıkla kendini anlatıyor.
Ama ne yaparsan yap, kaderin önüne geçemiyorsun..
Zaman izafi kavram. Mutluluk anında saatler dakika kadar Acı ve hüzün de dakikalar saat
Evrende tesadüfe yer yoktur..
Görmenin en kolay yolu gözlerini kapamaktır.
Her efsanede biraz tarih,
her tarihte biraz efsane vardır
Sence mükellef bir sofradaki kral mı yediğinden daha fazla lezzet alır, yoksa günlerce ağzına lokma koymadıktan sonra sıcak bir tas çorbaya kavuşan bir dilenci mi?

Yorum yapmama imkan tanımadan devam etti:

Soğuk iliklerine kadar titretmedikçe, sıcağın kıymetini anlayamazsın.
Açlık başını döndürmedikçe, sıcak bir çorbanın önemini kavrayamazsın.
İşte böyle zamanlarda laf olsun diye değil gerçekten şükredersin
Sahip olamadıklarına üzülmek yerine sahip olduklarınla mutlu olmaya başlarsın. Gerçekten sığınırsın duaya. O yoksulluğun içinde Yaradan’a çok daha yakın hissedersin kendini. Kralların da, dilencilerin de aynı iştahla acıktığını ancak o zaman anlarsın. Ve dilencinin bir tas çorbadan aldığı hazzın, kralın mükellef sofrasındakinden çok daha fazla olduğunu öğrenirsin

Eskiden binalar küçük, insanlar büyüktü. Binalar büyüdükçe insanlar küçüldü.
Bilirsiniz işte, kimisinin yüzü, kimisinin sesi, kimisinin bir davranışı güven verir insana..
İçinizden hiç tanımadığınız bir insana yüreğinizin aktığını mutlaka hissetmişsinizdir..
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir..
Zaman izafi kavram. Mutluluk anında saatler dakika kadar Acı ve hüzünde dakikalar saat
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayatı iki türlü yaşarsın evlat: ya her şeyin tesadüf olduğuna inanırsın ya da hiçbir şeyin tesadüf olmadığına.
Bildiğim Hitler döneminde Avrupa masonlarının gizli haberleşme sembolü olarak Mine çiçeğini kullandıklarıydı. Türkiye hür ve kabul edilmiş mason locaları Üstad-ı Azam’ı Kaya Paşakay bir röportajında bu konuda şu ilginç ayrıntıyı veriyordu. Üstad-ı Azam Paşakay’a göre; Nazi yönetiminde masonlar çok taciz edildikleri ve kötü şartlara mahkum edildikleri için gönye ve pergel rozetlerini kullanmayıp yakalarına mine çiçeği takmaya başlamışlardı.
Almanlarda mine çiçeği Beni unutma! anlamına geliyordu.
Gerçekten garip bir yazıydı. Kim kime ne anlatmak istiyordu bilmiyorum. Ama bir gazetenin asla bir gazete olarak okunmaması gerektiğini o gün anladım.
Sahip olamadıklarını üzülmek yerine, sahip olduklarına sevin. Çünkü şükür en büyük zenginliktir.
Hırsla gayreti birbirinden ayır. Hırs insan ruhunu kemiren en vahşi duygulardan biridir.
Görmenin en kolay yolu gözlerini kapamaktır.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir
‘Hayatı iki türlü yaşarsın evlat.’
‘Ya her şeyin tesadüf olduğuna inanırsın. Ya da hiç bir şeyin tesadüf olmadığına.’
İster istemez; Niye diye sordum. Bunca gizlilik, bunca çaba, bütün bunlar niye?

Kudüs dedi. Çünkü Kudüs’e giden en kısa yol bu topraklardan geçiyor. Bu yüzden sadece Haçlı Seferleri değil, gizli oluşumlar, karanlık örgütler, gnostik hareketler, çift kimlikliler, komplolar, tezgahlar eksik olmadı bu topraklarda. Dünde vardı, bugün de var. Ve inan yarın da olacak.

Gerçek Müslüman geçmişinden pişmanlık, geleceğinden endişe duymayandır.
Gerçek özgürlük kulluktadır. Allah’a kulluk, dünyevi bütün makamları aradan çıkarır.
Masonluk, Yahudi şeriatının bir maskesidir. Masonların dinleri Kabbala, adetleri, rumuzları, ananeleri, ibadetleri ve her şeyleri İbranidir. Muharref Tevrat ve Yahudiliğe bağlıdırlar. Siyonizme hizmet ederler.
Dil ve Tarih Milleti millet yapan iki önemli unsur
Ama ne garip değil mi!
Tarihimizde Yahudi asıllı Mois Kohen’in.
Dilimizde Ermeni asıllı Agop Martanyan’ın imzası var
Görmenin en kolay yolu gözlerini kapatmaktır.
Okumuyorsunuz dedi. Oysa bilgi anahtardır. Bilgiye sahipsen bütün sırların kapılarını aralayabilirsin.
Bunca gizlilik, bunca çaba, bütün bunlar niye ?
Kudüs dedi.
Çünkü Kudüs’e giden en kısa yol,
bu topraklardan geçiyor.
‘Soğuk iliklerine kadar titremedikçe, sıcağın kıymetini anlayamazsın. Açlık başını döndürmedikçe, sıcak bir çorbanın önemini kavrayamazsın. İşte böyle zamanlarda laf olsun diye değil gerçekten şükredersin. Sahip olamadıklarına üzülmek yerine, sahip olduklarınla mutlu olmaya başlarsın. Gerçekten sığınırsın duaya. O yoksulluğun içinde Yaradan’a çok daha yakın hissedersin kendini. Kralların da, dilencilerin de aynı iştahla acıktığını ancak o zaman anlarsın. Ve dilencinin bir tas çorbadan aldığı hazzın, kralın mükellef sofrasındakinden çok daha fazla olduğunu öğrenirsin ’
Hayatı iki türlü yaşarsın evlat: ya her şeyin tesadüf olduğuna inanırsın ya da hiçbir şeyin tesadüf olmadığına.
Her efsanede biraz tarih, her tarihte biraz efsane vardır.
Her efsanede biraz tarih, her tarihte biraz efsane vardır.
Sence mükellef bir sofradaki kral mı yediğinden daha fazla lezzet alır, yoksa günlerce ağzına lokma koymadıktan sonra sıcak bir tas çorbaya kavuşan dilenci mi?
Yorum yapmama imkan tanımadan devam etti:
Soğuk iliklerine kadar titremedikçe, sıcağın kıymetini anlayamazsın. Açlık başına döndürmedikçe, sıcak bir çorbanın önemini kavrayamazsın. İşte böyle zamanlarda laf olsun diye değil gerçekten şükredersin. Sahip olamadıklarına üzülmek yerine, sahip olduklarınla yaşamaya başlarsın. Gerçekten sığırsın duaya. O yoksulluğun içinde Yaradan’a çok daha yakın hissedersin kendini. Krallarında dilencilerin de aynı iştahla acıktığını ancak o zaman anlarsın. Ve dilencinin bir tas çorbadan aldığı hazzın, kralın mükellef sofrasındakinden çok daha fazla olduğun öğrenirsin
Giyim-kuşamına özen göster. Bil ki insanlar kıyafetleri ile karşılanır, fikirleriyle ağırlanır
Ağaoğlu sürpriz bir şekilde emekli olduktan sonra siyasete atıldı. Siyasete başladığı yer de oldukça ilginçti. İlahiyat Profesörü meşhur Yaşar Nuri Öztürk. Üstad-ı Muhterem Ağaoğlu, Yaşar Nuri Öztürk’ün Halkın Yükselişi Partisi, HYP’de Genel Başkan Yardımcısı oldu!
28 Şubat’ın kilit ismi Mustafa Ağaoğlu bir masondu! Ankara’da kurulu Defne Mason Locası’nın Üstad-ı Muhterem’i yani loca başkanıydı

Ağaoğlu masonluğunu gizlemiyor açık açık söylüyordu.

Hayatı iki türlü yaşarsın evlat:
ya her şeyin tesadüf olduğuna inanırsın
ya da hiçbir şeyin tesadüf olmadığına.
Gazeteleri asla gazete gibi okumamalısın!
Bunca gizlilik, bunca çaba, bütün bunlar niye?
Kudüs dedi.
Çünkü Kudüs’e giden en kısa yol,
bu topraklardan geçiyor.
Leonardo Da Vinci, siyon belgelerine göre bu örgütün 10 yıl boyunca liderliğini yapmıştır. Yani Vatikan’ın resmi ressamı aynı zamanda Tapınak Sövalyesidir!
Sait Çelebi, masondu. Kayıtlara ilk resmi mason olarak geçti.

Sait Çelebi yurda döndüğünde yanında biri daha vardı. İbrahim Müteferrika Osmanlı’ya ilk matbaayı getiren kişi.

İbrahim Müteferrika da masondu!

Her efsanede biraz tarih, her tarihte biraz efsane vardır.
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
‘’Soğuk iliklerine kadar titretmedikçe ,sıcağın kıymetini anlayamassın.Açlık başını döndürmedikçe,sıcak bir çorbanın önemini kavrayamassın.İşte böyle zamanlarda laf olsun diye değil gerçekten şükredersin.Sahip olmadıklarına üzülmek yerine ,sahip olduklarınla mutlu olmaya başlarsın.Gerçekten sığınırsın duaya.O yoksulluğun içinde Yaradan’a çok daha yakın hissedersin kendini.Krallarında,dilencilerinde aynı iştahla acıktığını ancak o zaman anlarsın.Ve dilencinin bir tas çorbadan aldığı hazzın,kralın mükellef sofrasındakinden çok daha fazla olduğunu öğrenirsin’
Tarihte (siyasette) tesadüfe yer yoktur. Bir şey vuku buluyorsa mutlaka önceden planlanmıştır.
Görmenin en kolay yolu gözlerini kapamaktır.
Okumuyorsunuz! dedi. Oysa bilgi anahtardır. Bilgiye sahipsen bütün sırların kapılarını aralayabilirsin.
Soğuk iliklerine kadar titretmedikçe, sıcağın kıymetini anlayamazsın. Açlık başını döndürmedikçe, sıcak bir çorbanın önemini kavrayamazsın. İşte böyle zamanlarda laf olsun diye değil gerçekten şükredersin. Sahip olamadıklarına üzülmek yerine, sahip olduklarınla mutlu olmaya başlarsın. Gerçekten sığınırsın duaya. O yoksulluğun içinde Yaradan’a çok daha yakın hissedersin kendini. Kralların da dilencilerin de aynı iştahla acıktığını ancak o zaman anlarsın. Ve dilencinin bir tas çorbadan aldığı hazzın, kralın mükellef sofrasındakinden çok daha fazla olduğunu öğrenirsin.
Eskiden binalar küçük, insanlar büyüktü. Binalar büyüdükçe insanlar küçüldü.
Hayatı iki türlü yaşarsın.
Ya herşeyin tesadüf olduğuna inanırsın ya da hiçbir şeyin tesadüf olmadığına .
Masonların kendi çıkardıkları Akasya Dergisi’nin 1908 yılında yayınlanan 62. sayısında şu ifadeler yer almaktadır: Yahudisiz hiçbir mason locası yoktur. Yahudi havralarında hiçbir mezhep mevcut değildir. Orada farmasonlarda olduğu gibi yalnız semboller vardır. Bundan dolayıdır ki İsrail mabedi bizim doğal müttefikimizdir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Milli Eğitim Bakanı, ünlü şair Can Yücel’in babası Hasan Ali Yücel masondu. Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Mason Locası resmi kayıtlarına göre Hasan Ali Yücel gibi Milli Eğitim Bakanları Vasıf Çınar, Mustafa Necati, Münir Birsel, Hulusi Köymen de masondu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir