İçeriğe geç

Bilginin Sesi Kitap Alıntıları – Don Miguel Ruiz

Don Miguel Ruiz kitaplarından Bilginin Sesi kitap alıntıları sizlerle…

Bilginin Sesi Kitap Alıntıları

Siz gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgürleştirecek.
Sevmek için kalbinizi tamamen açacak cesarete sahip ol­duğunuzda, bir mucize meydana gelir. Herşeyde sevginizin yansımasını algılamaya başlarsınız. O zaman yemek yemek, yürümek, konuşmak , şarkı söylemek, dans etmek, duş almak, çalışmak, oyun oynamak yani yaptığınız herşey­ sevgi ritüeli olur.
Sağduyu bilgeliktir ve bilgelik bilgiden farklıdır. Siz artık kendi aleyhinizde davranmadığınızda bilgesinizdir. Kendinizle, diğer insanlarla, tüm yaratılışla uyum içinde yaşadığınızda bilgesinizdir.
Sevgili Yaratan, bugün sevgi ve mutluluk olan gerçek doğamı
hatırlamama yardım et. Gerçek ben olmama ve onu ifade etmeme yardım et.
Bugünden başlayarak, her insanı senin mesajını aktaran
bir habercin olarak görmeme yardım et. Seni maskelerin ardında, öyleymiş gibi davrandığımız imajların ardında, her insanın ruhunda görmeme yardım et. Bugün, kendi bütünlüğümün mesajını daima yargılayan yanıma aktarmama yardım et.
Tanrım, tüm yargılarımı bırakmama, kendime ve çevremdeki
herkese verdiğim tüm yanlış mesajları bırakmama yardım et.
Bugün, kendi yaratılışımı, bir melek olduğumu yeniden
fark etmeme yardım et ve senin yaşam mesajını, sevinç mesajını, sevgi mesajını vermek için farkındalığımı kullanmama izin
ver. Ruhumun güzelliğini, kalbimin güzelliğini insanların en
yüksek sanatında, yaşamımın rüyasında ifade etmeme izin ver.
Amin.
Sevgili Yaratan, bugün yaşamımın hikayesini senin tüm evreni yarattığın kadar güzel bir şekilde yaratmama yardım et.
Bugünden başlayarak, bütünlüğümün sessiz sesinde gerçeğe olan imanımı yeniden bu imama yardım et Sevgili Tanrım, senden, ifade ettiğim her sözde, bulunduğum her eylemde benim vasıtamla sevgini tezahür ettirmeni diliyorum. Yaşamımdaki her faaliyeti bir sevgi ve sevinç ritüeli kılmama yardım et. Senin yaratılışınla ilgili en güzel hikayeyi yaratmak
için sevgiyi malzeme olarak kullanmama yardım et.
Sevgili Tanrım, bugün kalbim yaşam armağanından ötürü şükranla dolu. Senin sadece kusursuzluğu yarattığınla ilgili farkındalık için teşekkür ederim ve sen beni yarattığın için, kendi kusursuzluğuma inanıyorum.
Sevgili Tanrım, kendimi koşulsuzca sevmeme yardım et ki sevgimi bu güzel dünyadaki diğer insanlarla, tüm yaşam formlarıyla paylaşabileyim. Kendi cennet rüyamı insanlığın ebedi mutluluğu yönünde yaratmama yardım et. Amin.
Ben sonsuz olanı algıladığım anda, evrende tek bir canlı
varlığın bulunduğunu gördüm. O varlık Tanrı’dır ve her şey
ve herkes O’nun bir tezahürü olduğundan, hepsi o kaynağa
geri dönecektir. Artık korkacak bir şey yoktur; bizim ölmekten korkmamız gerekmez. Var olan tek bir kuvvet vardır ve öldüğümüzde hepimiz aynı yere geri döneceğiz. Bunu istemesek, buna dirensek bile, o yere geri döneceğiz, çünkü gidecek başka bir yer yoktur. Bu herkes için en büyük haberdir. Öldüğümüzde suçlanıp yargılanacağımızdan korkmamız gerekmez. Ölüm anımızda, hepimiz Tanrı’ya geri döneceğiz, o kadar. Ve bu Tanrı için yeterince iyi olmakla ilgili değildir. Tanrı bizim yeterince iyi olup olmamamızı umursamaz. Tanrı bizi sadece sever.
Cennetin kapıları açıktır ve o sizi beklemektedir. Ama eğer cennete girmezseniz, bunun nedeni ona layık olmadığınıza inanmanızdır. Siz bir gerçek, sevinç ve sevgi yerinde yaşamaya layık olmadığınıza inanırsınız. Bu bir yalandır, ama eğer ona inanırsanız, o yalan hikayenizi yönetir ve siz cennetin kapısından giremezsiniz.
Sizin dünyayı değiştirmeniz gerekmez; kendinizi değiştirmeniz gerekir. Ve bunu kendi yolunuzca yapmanız gerekir, çünkü sadece siz kendinizi bilebilirsiniz. Sizin dünyayı, en azından henüz değiştiremeyeceğiniz aşikardır, çünkü dünya henüz gerçeğe hazır değildir. Siz sadece kendinizi değiştirebilirsiniz,
ama bu büyük bir adımdır. Gerçeğe geri dönerek, başka herkes için büyük bir adım atarsınız.
Siz kendi hikayenizi değiştirebilirsiniz, ama o sizinle, yani hikayenizin ana karakteriyle başlar. Siz kendinizi bir yalanlar, korku ve yıkım mesajcısından bir gerçek, sevgi ve yaratım mesajcısına dönüştürebilirsiniz. Gerçeğe geri döndüğünüzde, kendinizi toplumda ifade etme biçiminiz çok daha iyi olur. İletişiminiz düzelir. Yaratımınız daha güçlü olur. Tüm yönlerde, bildiğiniz yaşam değişip daha iyi hale gelir.
Kendi realitenizde siz kralsınız; kendi yaşam rüyanızdan siz sorumlusunuz.
Sizin öylece bildiğiniz başka şeyler de vardır. Eğer bir kadınsanız, bir kadın olmayı öğrenmeniz gerekmez; bir cenini nasıl geliştireceğinizi, bir bebeği nasıl doğuracağınızı öğrenmeniz gerekmez. Doğanız gereği, siz olduğunuz şeysinizdir; olduğunuz şeyi olmayı öğrenmeniz gerekmez. Bu sessiz bilgidir.
Siz öylece bilirsiniz. Gözlerinizi kapadığınızda sessiz bilgiyi
hissedebilirsiniz. Nefes aldığınız her defasında sessiz bilgiyi
hissede bilirsiniz
Bilginin sesi yüksektir; o sessiz değildir. Ruhunuzun sesi
ise sessizdir, çünkü onun sizinle konuşması gerekmez
Çocukken Walt Disney’in Donald Duck adlı çizgi filmlerini izlerdim. Donald Duck’un kafasının bir yanında bir melek, diğer yanında da bir şeytan bulunur ve her ikisi de onunla konuşurdu. Eh, bu gerçektir. Hikayeci o küçük şeytandır. Kafanızda, size neden yeterince iyi olmadığınızı, sevgiyi neden hak
etmediğinizi, neden güvenemeyeceğinizi, neden asla harika, güzel ya da kusursuz olamayacağınızı söyleyen bir ses vardır. O ses yalan söylemektedir ve onun sahip olduğu tek güç sizin ona verdiğiniz güçtür.
Düşmüş meleğin sesi o kadar yüksektir ki biz sessiz olan
diğer sesi, yani ruhun sesini, bütünlüğümüzün sesini, sevginin
sesini işitemeyiz. Bu sessiz ses daima oradadır. Biz konuşmayı
öğrenmeden önce, bir-iki yaşındayken, bu sesi dinlerdik.
İnsanlar bilgiden önce Yeryüzü Cenneti’nde yaşarken, biz gerçeği paylaşan meleklerdik. Bilgi Ağacı’nın meyvesini yediğimizde ve düşmüş melek kendini zihnimizde yeniden ürettiğinde, biz insanlar da düşmüş melekler olduk. Bizler düşmüş melekleriz, çünkü, yalan söylediğimizi bilmesek bile, yalanları aktarıyoruz.
Ben her insanın verecek bir mesajı olan bir melek olduğuna
inanırım. Ben bir meleğim ve şu anda size bir mesaj veriyorum. Siz de bir meleksiniz, belki bunu bilmiyorsunuz, ama öylesiniz.
* Yaşam sizin göremeyeceğiniz bir kuvvettir. Siz Sadece yaşamın etkilerini, eylem halindeki yaşam sürecini görürsünüz. Kendinizi görmezsiniz, ama yaşamın tezahürünü fiziksel bedeninizde görürsünüz.
Zaman duygusuna sahipsinizdir, ama o içinizden geçen yaşamın tepkisinden başka bir şey değildir.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
• Tam burada ve şimdi bir başka realite vardır ve o bizim normalde
algıladığımız ışık ve ses realitesinden daha ötede bir şeydir. Bu realitede, biz her nesneden gelen duyguların yansımasını algılayabiliriz.
Bu realitede, gerçek olan sevgimizdir.
Eğer ruhsal gözlerinizi açabilirseniz, olanı yalanlar olmadan algılayacaksınız ve sizi temin ederim ki duygusal tepkiniz çok büyük olacaktır. Sizin
için hikayenizin sadece bir rüya olduğu artık bir teori olmayacaktır. Cennet gerçektir. Ama şu anda algılamakta olduğunuz hikaye gerçek değildir; o bir illüzyondur.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ve evet, şimdi tam burada ve tam şimdi bir başka realitenin bulunduğunu biliyorum ve o bizim normal olarak algıladığımız ışık ve ses realitesinden daha ötede bir şeydir. Var olan birçok realite vardır, ama biz sadece dikkatimizi odakladığımız realiteyi algılarız.
Sevgiyi tanımanın tek yolu sevgiyi deneyimlemek, sevgi okyanusuna atlayacak cesareti bulmak ve onu bütünüyle algılamaktır. Bir kez sevgiyi deneyimlediğinizde, hissettiğiniz şeyi açıklayacak sözcükleri
bulamazsınız, ama sevginin herkesten, her şeyden, her yerden geldiğini görürsünüz.
Kendinizi koşulsuz olarak sevdiğinizde, algıladığınız her şeyi sevginin gözleriyle doğrular ve açıklarsınız. Dikkatiniz sevgiye odaklanır ve bu hikayenizdeki tüm ikincil karakterlere karşı koşulsuz sevgi duymanızı kolaylaştırır.
Yaşamınızın her faaliyeti, yemek yemek, yürümek, konuşmak, çalışmak, oyun oynamak bir sevgi ritüeli olabilir. Her şey bir sevgi ritüeli olduğunda, siz artık düşünmez, hissedersiniz. O zaman, sadece canlı olmak bile sizi çok mutlu eder.
Kendi mevcudiyetinizden zevk aldığınızda, kendinizi olduğunuz
halden ötürü değil, olduğunuz için seversiniz. Kendinizi daha fazla
sevdikçe, yaşamınızdan ve çevrenizdeki herkesin mevcudiyetinden
daha fazla zevk alırsınız.
Özsaygı anlaşmasını yaptığınızda, birçok kendini-yargılama orada
son bulur ve kendini-reddetmenin çoğu orada biter. O zaman kafanızdaki sesin konuşmasına izin verebilirsiniz, ama bu çok daha iyi bir diyalog olur. Kendi başınızayken bile gülümsediğinizi ve eğlendiğinizi görürsünüz.
Yaşam aldığımız en büyük armağandır ve yaşama sanatı
en büyük sanattır. Yaşama sanatında nasıl ustalaşabilirsiniz?
Uygulama ustalaştırır. Bu öğrenmekle ilgili değildir; bu eyleme geçmek ve sanatınızı uygulamakla ilgilidir. Bir sanatçı olarak, eğer sevgiyi uygular ve uygulamaya devam ederseniz, bir an gelir yaptığınız her şey sevginizin bir ifadesi olur. Sevgide ustalaştığınızı nasıl bileceksiniz? Kendinize anlattığınız hikaye sürüp giden bir aşk hikayesi olduğunda.
Bir kez sevgiyi deneyimlediğimizde, gerçekten hissettiğimiz şeyi açıklayacak sözcükleri bulamayız, ama sevmek hepimizin yaşayabileceği en büyük deneyimdir. Sevgiyi deneyimlemek Tanrı’yı deneyimlemektir; tam burada ve şimdi cenneti deneyimlemektir
Sizi mutlu eden şey diğer insanların size karşı hissettikleri sevgi değil, sizin onlara karşı hissettiğiniz sevgidir.
Kendimizi değiştirerek, kendimizi severek, çocuklarımıza verdiğimiz mesaj sevgi ve gerçeğin tohumlarını taşır. Bu tohumlar çocuklarımızın içine girer ve onların yaşamlarını değiştirebilir. Çocuklarımızla korku, yargı, utanç ya da suçluluk tohumları yerine sevgi tohumlarını paylaştığımızda onların
nasıl büyüyeceklerini hayal edin. Onlara tıpkı bizim gibi insanlar olarak saygı gösterdiğimizde, daha büyük ve güçlüyüz diye onların bütünlüğünü bozmaya çalışmadığımızda çocuklarımızın nasıl büyüyeceklerini hayal edin. Çocuklarımıza kendi içlerinde güvenli olmayı ve kendilerini ifade etmeyi öğrettiğimizi hayal edin. Eğer her ilişkiye saygı getirirsek her şeyin nasıl değişeceğini hayal edin.
Hikayenizi sevgiyle yazdığınızda, ana karakteri koşulsuz
olarak seversiniz. Bu, yalanlara dayanan eski hikaye ile sevgiye dayanan yeni hikaye arasındaki en büyük farktır. Kendinizi koşulsuz olarak sevdiğinizde, algıladığınız her şeyi sevginin gözleriyle doğrular ve açıklarsınız. O yeni ana karakter sizin dikkatinizi çektiğinde, dikkatiniz sevgiye odaklanır. Şimdi hikayenin tüm ikincil karakterlerini koşulsuz olarak sevmek kolaydır, çünkü yeni ana karakterin doğası budur. Bu bilgeliktir, sağduyudur ve bu dünyanın her yanındaki tüm farklı geleneklerin ve dinlerin hedefidir.
Yaşamımız o kadar kısadır ki ben çocuklarımı gördüğüm
her defasında onlardan mümkün olduğunca çok zevk alırım.
Fırsat bulduğum her defasında sevdiğimden, ailemden, arkadaşlarımdan, öğrencilerimden zevk alırım. Ama en çok kendimden zevk alının, çünkü her zaman kendimle birlikteyim. Değerli zamanı neden kendimi yargılayarak, reddederek, suçluluk ve utanç duygusu yaratarak geçireyim? Kendimi neden
öfkeli ya da kıskanç olmaya iteyim? Eğer duygusal olarak kendimi iyi hissetmiyorsam, ona neyin neden olduğunu bulur ve onu düzeltirim. O zaman mutluluğuma yeniden kavuşur ve hikayeme devam ederim.
En güzel ve romantik ilişki sizinle başlamalıdır. Siz ilişkinin bir yarısından sorumlusunuz: Sizin yarınızdan. Kendinize saygı duyduğunuzda, sevdiğiniz insana da saygı duyarsınız.
Kendinize saygı gösterdiğinizde, sevdiğiniz insana da saygı gösterirsiniz. Ve sevgi verir, karşılığında da sevgiyi kabul edersiniz. Ama zehirle dolu olduğunuzda, verdiğiniz şey de bu olur. Kendinize kötü davrandığınızda, sevdiğinize de kötü davranmak istersiniz.
Birçok kişi bana gelip şöyle der: Beni sevecek birini istiyorum. Doğru adamın ya da doğru kadının hayatıma girmesini istiyorum. Doğru adam ya da doğru kadın kimdir? Bu onlarla ilgili değildir; bu sizinle ilgilidir. Eğer o kişi hayatınıza girerse ve siz ona kendinize davrandığınız gibi yani bencilce davranırsanız, o zaman kendinizi incitmek için o kişiyi kullanacaksınız demektir.
Kendimizden hoşlanmazken bile romantik bir ilişkiyi nası1 isteyebiliriz? Kendimizi sevmezken nasıl bir başkasını seviyormuş gibi davranabiliriz? Kendinizi değersiz hissettiğinizde, kendinize saygı duymadığınızda, partnerinize de saygı duymazsınız. Kendinize saygı göstermiyorsanız, partnerinize nasıl gösterebilirsiniz? Kendiniz sahip olmadığınız bir şeyi başkasına nasıl verebilirsiniz?
sevgiye açık olduğunuzda, sevgiyi alırsınız ve eğer o sevgi değilse, orada kalmanız gerekmez. Sevgiyi almaya açıksınızdır, ama kötü muamele görmeye açık değilsinizdir. Suçlanmaya açık değilsinizdir; kimsenin zehrini almaya açık değilsinizdir, çünkü zihniniz artık bunun için verimli bir toprak değildir. Kendinizi sevdiğinizde ve kendinize saygı duyduğunuzda, kimsenin size saygısızlık ve kabalık etmesine izin vermeniz mümkün değildir.
Hikayenizi sevgiyle yazmak çok kolaydır. Sevgi sizin gerçek doğanızken neden onu karmaşık ve zor hale getiresiniz ki?
Gerçek siz olmayarak, sevgiye direnirsiniz; ve sevmeye korkarsınız, çünkü en büyük yalanlardan birine, sevgi incitir yalanına inanırsınız. Daha önce dediğim gibi, sevgi incitmez. Sevgi bize sevinç ve zevk verir. Ama siz kendinizi incitmek için sevgiyi bile kullanabilirsiniz. Birisi sizi gerçekten sevebilir, ama siz kendi yalanlarınızı işitmekte olduğunuzdan o sevgiyi takdir etmezsiniz. Bu insan benden ne istiyor? O benden yararlanmak istiyor, diyebilirsiniz. Hikayecinin size neler söyleyeceğini kim bilebilir ki?
Sevmek için kalbinizi tamamen açacak cesarete sahip olduğunuzda, bir mucize meydana gelir. Her şeyde sevginizin yansımasını algılamaya başlarsınız. O zaman yemek yemek, yürümek, konuşmak, şarkı söylemek, dans etmek, duş almak, çalışmak, oyun oynamak, yani yaptığınız her şey bir sevgi ritüeli olur. Her şey bir sevgi ritüeli olduğunda, siz artık düşünmezsiniz; yaşamı hisseder ve ondan zevk alırsınız. Yaptığınız her faaliyetten zevk alırsınız, çünkü onu yapmayı seversiniz. Sadece canlı olmak bile harika bir şeydir ve kendinizi çok mutlu hissedersiniz.
Nefes almak insan bedeninin en büyük gereksinimidir ve hava en büyük armağandır. Hava için o kadar şükran duyabilirsiniz ki sırf nefes almak bile sevmek için yeterli olur. Hava armağanı için şükranınızı nasıl gösterebilirsiniz? Her nefesten zevk alarak. O zevke odaklandığınızda, havadan zevk almayı bir alışkanlık haline getirebilir ve ondan her dakikada en az on yedi, on sekiz kere zevk alabilirsiniz. Sadece nefes almak bile daima mutlu olmak, daima sevgi içinde olmak için yeterlidir.
Sevdiğinizde, yaşama da saygı duyarsınız. Yaşamınızı sevgi, onur ve saygıyla yaşadığınızda, yarattığınız hikaye sürüp giden bir aşk ilişkisi olur. Yaşamı sevmek, yaşamın her tezahüründen zevk almaktır ve bu hiç çaba gerektirmez. Bu nefes alıp vermek kadar kolaydır.
Eğer kendinizi bir sanatçı olarak görebilirseniz, yaşamınızın kendi yaratımınız olduğunu görebilirseniz, o zaman neden kendiniz için en güzel hikayeyi yaratmayasınız? O sizin hikayenizdir ve o sadece bir seçimdir. Sevgi ve aşk ilişkisine dayanan bir hikaye yazabilirsiniz, ama o sevgi kendinizle başlamalıdır. Kendinizle yepyeni bir ilişkiyi başlatmanızı öneririm. En harika. romantik aşk ilişkisine sahip olabilirsiniz ve ona sahip olmanın yolu anlaşmalarınızı değiştirmektir.
Yapabileceğiniz bir anlaşma kendinize saygılı davranmaktır
Yaşam hikayemizi yazmanın en iyi yolu nedir? Sadece bir yol vardır: Sevgi yolu. Sevgi, hikayemi yazmak için kullandığım malzemedir, çünkü o doğrudan bütünlüğümden, gerçek ben’den gelir. Ben hikayemin ana karakterini severim ve ana karakter de her ikincil karakteri sever .ve onlardan zevk alır. Ben size, Seni seviyorum, demekten korkmam. Zihniniz, Sen beni tanımazken nasıl sevebilirsin ki? diye sorabilir. Sizi tanımam gerekmez. Sevgim için geçerli bir neden belirtmem gerekmez. Sizi seviyorum, çünkü bu benim zevkim. İçimden gelen sevgi beni mutlu eder ve sizin beni reddetmeniz önemli değildir, çünkü ben kendimi reddetmem. Kendi hikayemde, ben sürüp giden bir aşk ilişkisi içinde yaşanın ve benim için her
şey güzeldir.
• Dört Anlaşma’yı uyguladığınız her defasında, onların anlamı daha
da derinleşir, en sonunda ruhsal gözlerinizi açtığınız bir an gelir. O
zaman yaşamınız, tıpkı bilgiden önce olduğu gibi, duygusal bedeninizin bir ifadesi haline gelir.
• Yaşamınızın en iyi anlan sahici olduğunuz, kendiniz olduğunuz anlardır. Yaratırken ve yapmayı sevdiğiniz şeyi yaparken, yeniden gerçek siz olursunuz. O anda düşünmemekte, ifade etmektesinizdir. Duygularınız ortaya çıkmaktadırlar ve siz kendinizi harika hissedersiniz.
İnsanlar bana içsel konuşmayı durdurmak için bir mantra kullanmayı tavsiye edip etmediğimi sormuşlardır. O gevezeliği durdurmak için bulabileceğiniz her numarayı kullanmanızı tavsiye ederim. Bu konuda bir yemek tarifi yoktur. Kendi
yolunuzu bulana dek birtakım yolları araştırabilirsiniz. Bazıları için, bir mantra mucize olabilir. Bazıları için, meditasyon, tefekkür ya da müzik mucize olabilir. Diğerleri için doğada yürüyüş yapmak ya da kendilerini doğal güzellikle çevrelemek mucize olabilir. Bu dans etmek, yoga yapmak, koşmak, yüzmek ya da herhangi bir egzersiz olabilir. Bu size bağlıdır
Yaşam çok harika olabilir. Eğer kendinizi severseniz, eğer daima elinizden gelenin en iyisini yaparsanız, çok geçmeden bu bir alışkanlık haline gelir. Elinizden gelenin en iyisini yapmak bir alışkanlık olduğunda, her şey sizin için -tıpkı küçük bir çocukken olduğunuz gibi- daima mutlu olmanız için bir düzen olur. Ama önce içsel konuşmayı durdurmanız gerekir.
Bu her insanın deneyimleyebileceği en büyük mucizelerden biridir. Eğer o sesin sizinle konuşmasını durdurabilirseniz, o zaman tüm o yalanların kötü muamelesine uğramaktan kurtulabilirsiniz.
Elinizden gelenin en iyisini yapmak kendinize güvenmekle ve yaratmaya, yaşam kuvvetine güvenmekle ilgilidir. Bir hedef saptar ve ona erişmeye hiç bağlılık. duymadan ama: kendinizi yüzde yüz vererek ona doğru ilerlersiniz. Hedefinize erişip erişemeyeceğinizi bilmez ve bunu umursamazsınız da.
Ona doğru ilerlersiniz ve hedefe eriştiğinizde bu harika bir şey olur. Ve eğer hedefe erişemezseniz, bu da harikadır. Her iki durumda da, siz tamamsınızdır, çünkü hareket halindeki sevgi harika bir şeydir. Eyleme geçmek kendinizin bir ifadesidir, ruhun bir ifadesidir ve o sizin yaratımınızdır.
Yaşamınızın en iyi anları sizin sahici olduğunuz, kendiniz olduğunuz anlardır. Yaratımda bulunurken ve yapmayı sevdiğiniz şeyi yaparken, tekrar gerçek siz olursunuz. Siz o anda düşünmemekte, sadece ifade etmektesinizdir. Yaratımınızda elinizden gelenin en iyisini yaparken, zihin durur. Siz yeniden canlanırsınız. Duygularınız ortaya çıkar ve kendinizi ne kadar harika hissettiğinizi fark edersiniz. Eylem, sadece eylem kendinizi harika hissetmenizi sağlar. Siz hareketsiz, eylemsiz olduğunuzda, zihniniz harekete geçmek zorundadır ve bu bilginin sesine sizinle konuşması için yapılan açık bir davet olur. Ama siz yaptığınız şeye daldığınızda, zihin hemen hemen hiç konuşmaz.
Dördüncü anlaşma, daima elinizden gelenin en iyisini yapmaktır. Elinizden gelenin en iyisini yaptığınızda, bilginin sesine sizi yargılama fırsatı vermezsiniz. Eğer ses sizi yargılamazsa, suçluluk duymanıza ya da kendinizi cezalandırmanıza gerek kalmaz. Elinizden gelenin en iyisini yaparak üretken
olacaksınız, ki bu da eyleme geçmeniz anlamına gelir. Elinizden gelenin en iyisini yapmak eyleme geçmek ve yapmayı sevdiğiniz şeyi yapmaktır, çünkü sizi mutlu eden şey eylemdir.
Siz onu yapmak zorunda olduğunuz için değil, istediğiniz için yaparsınız.
Farkındalıkta ustalaşıncaya dek farkındalığı uygulamanız gerekir. Farkındalıkta ustalaştığınızda, onu alışkanlık haline getirdiğinizde, yaşamı daima -görmek istediğiniz gibi değil- olduğu gibi görürsünüz.
Üçüncü anlaşma, varsayımlarda bulunmamak, kişisel özgürlüğe doğru götüren büyük bir bilettir. Biz varsayımlarda bulunduğumuzda ne olmaktadır? Hikayeci bir hikaye uydurmaktadır, biz o hikayeye inanır ve gerçeğe ışık tutabilecek sorulan sormayız. Rüyamızın büyük bölümü varsayımlara dayanır ve bu varsayımlar hiç de doğru olmayan bir illüzyonlar dünyası yaratırlar, ama biz ona inanırız. Varsayımlarda bulunmak ve sonra onları kişisel olarak almak bu dünyada cehennemin başlangıcıdır. İnsanlar bir sürü sorun yaratırlar,
çünkü biz varsayımlarda bulunur ve onların gerçek olduklarına inanırız! Neredeyse tüm çatışmalarımız buna dayanır.
Hepimizin başına her şey gelebilir. Çevrenizde olup bitenleri kontrol edemezsiniz, ama hikayeyi anlatma biçiminizi kontrol edebilirsiniz. Hikayeyi büyük bir melodram olarak anlatabilir ve başınıza gelen her şey yüzünden üzülüp depresyona girebilirsiniz ya da o hikayeyi tüm o dram olmadan anlatabilirsiniz
Kusursuz-günahsız olmak, bilginizi kendinize karşı kullanmamanız ve kafanızdaki sesin size kötü muamele etmesine izin vermemeniz anlamına gelir. Belki birinci anlaşma, sözünüzde kusursuz olmak şimdi sizin için biraz daha anlam ifade etmektedir.
Hatırlayın, söz sizin gücünüzdür, çünkü kendi hayali dünyanızı yaratmak için sözü kullanırsınız. Hikayenizin ana karakterini yaratmak için sözü kullanırsınız. Her kişisel görüş, her inanç sözlerle oluşturulur: Ben akıllıyım, ben aptalım,
ben güzelim, ben çirkinim. Bu güçlüdür. Ama kendi sözünüz
daha da güçlüdür
sözünüzde kusursuz olmak, hikayenizi yaratırken sözün gücünü asla kendinize karşı kullanmamak anlamına gelir. Kusursuz sözcüğü burada günahsız anlamına gelmektedir. Kendi aleyhinize yaptığınız her şey bir günahtır. Yalanlara inandığınızda, sözün gücünü kendinize karşı kullanıyor olursunuz. Kimsenin sizden hoşlanmadığına, kimsenin sizi anlamadığına, asla başaramayacağınıza inandığınızda, sözü kendi aleyhinizde kullanıyor olursunuz.
Yaşam çok hızlı değişmektedir ve siz daima dönüşüm geçirdiğinizi görebilirsiniz, ama artık değişime direnmediğinizde dönüşüm konusunda ustalaşırsınız. Ona direnmek yerine, değişimden yararlanır ve zevk alırsınız. Dönüşümde ustalaşmak her zaman şimdiki anda yaşamaktır. Yaşam sonsuz bir şimdi’dir, çünkü yaşam kuvveti her şeyi şu anda yaratmakta, her şeyi şu anda dönüştürmektedir.
Gerçek iman ya da özgür iman sizin bu anda hissettiğiniz şeydir.
Bu an gerçektir; siz yaşama iman eder, kendinize iman eder, hiç nedensiz iman edersiniz. Bu, andaki yaratma gücünüzdür. Bu güç noktasından, yaratmak istediğiniz her şeyi yaratabilirsiniz.
ÜZERİNDE DÜŞÜNÜLECEK NOKTALAR
* Söz saf büyüdür. O doğrudan Tanrı’dan gelen bir güçtür ve iman o
gücü yöneten kuvvettir. Hayali realitemizdeki her şey sözle yaratılmıştır; biz hikayemizi yaratmak için, deneyimlediğimiz her şeyden
bir anlam çıkarmak için sözü kullanırız.
Artık hikayeciye inanmadığınız için kendi seçimlerinizi
yapma gücünü yeniden kazandığınızı hayal edin. O zaman yaşamınızı tam olarak, içsel huzurla, sevgiyle yaşarsınız. Eğer artık yalanlara inanmazsanız eşinize nasıl davranacağınızı, çocuklarınıza nasıl davranacağınızı, yeni kuşağa ne öğreteceğinizi hayal edin. Bu kadar basit bir şeyin, yalanlara inanmamanın sonucunda bütün insanlıkta meydana gelecek değişimi hayal edin.
Hayatınızda sizi incitmiş herkesi bağışlamayı seçtiğinizi,
çünkü tüm o duygusal zehri kalbinizde taşımayı artık istemediğinizi hayal edin. O zaman herkesi, kendinizi bile bağışlayarak zihninizi iyileştirir, kalbinizi şifalandırır ve artık duygusal acı duymazsınız.
Şu anda bir seçime sahipsiniz. Bu bilgiyle ne yapacaksınız? Eğer yalanlara inanmazsanız ne olur? Bir an durup dikkatinizi hislerinize verin, imanınız artık kör olmadığında yaşamınız için tüm olasılıkları hissedin. Eğer imanınızı yalanlardan kurtarırsanız, ıstırabınız biter, yargılarınız biter. Artık
suçluluk ve utanç duygusuyla, öfke ve kıskançlıkla yaşamazsınız. Artık, kendiniz dahil, hiç kimse için yeterince iyi olma ihtiyacı duymazsınız. Ne olduğunuzu bilmeseniz bile, her neyseniz onu kabul edersiniz. Ve artık bilmeyi umursamazsınız. Bilmek önemli değildir ve bu bilgeliktir.
sözünü­zün kusursuzluğu doğrudan hikayenizin karakterine, ima­nınızın çoğunun yatırlmış olduğu yere gider. Sözünüzde ku­sursuz olmanız hikayenizi yaratırken sözü asla kendi aleyhini­ze kullanmamanız anlamına gelir.
Kör iman farkındalıktan yoksun imandır, ama imanınız farkındalığa sahip olduğunda, bu farklı bir hikayedir. İmanı­ nız farkındalığa sahip olduğunda, imanınızın gücünü asla ken­ dinize karşı, kendi aleyhinizde kullanmazsınız, yani sözünüz­ de kusursuz olursunuz.
Sevgi sizi güçlü kılar; bencillik ise güçsüz kılar. Sevgi incitmez. İnciten şey korkudur, bencilliktir ve inandığı­ nız yalanların üzerimizdeki kontrolüdür. Eğer artık yalanlara inanmazsanız, sevgi kendiliğinden içinizden akmaya başlar.
Sevgi sizi güçlü kılar; bencillik ise güçsüz kılar. Sevgi incitmez. İnciten şey korkudur, bencilliktir ve inandığı­ nız yalanların üzerimizdeki kontrolüdür. Eğer artık yalanlara inanmazsanız, sevgi kendiliğinden içinizden akmaya başlar.
Bilginin sesi bize şöyle der: Sevmek güvenli değildir. Sevmeye korkuyorum, çünkü sevgi beni savunmasız, incinme­ ye açık kılar. Eğer seversem, kalbim kırılabilir. Bir sürü ya­ lan. O gerçek değildir, ama bilgi size, Elbette bu gerçek. Bu konuda bir sürü deneyimim var. Sevdiğim her defasında kal­ bim kırılmıştır, der. Bu gerçek değildir, çünkü eğer siz kendi­ nizi severseniz kimse kalbinizi kıramaz.
Sevgimizi ifade etmek doğaldır, ama sonra sevgimizi bastırmayı öğreniriz. Ve ben on­ lara şöyle söylerim: Sizin sevgiyi yaratmanız gerekmez. Kal­ biniz o kadar çok sevgi üretmek üzere yaratılmıştır ki sevgini­ zi tüm dünyaya verebilirsiniz. Eğer sevgiyi hissedemiyorsanız, bunun nedeni sevgiye direnmenizdir; sevginizi ifade etmeyi durdurmayı öğrenmiş olmanızdır.
İnsanlar bize neden kötü muamele ederler? Çünkü bunu yapmalarına izin veririz, çünkü yargımız içinde bu muameleyi hak ettiğimize inanınz.
Kendi hakkınızda inandığınız şeyi değiştirmenin yolu ima­nınızı yalanlardan kurtarmaktır. Hikayenizi değiştirmenin anah­tarı budur, bu sizin rüya araştırmanızdır ve bunu sizden baş­ka kimse yapamaz. Bu sadece siz ve sizin hikayenizdir. Kendi hikayenizle yüzleşmek zorundasınız ve yüzleşeceğiniz şey el­bette hikayenizin ana karakteridir. Ana karaktere o siz değil de bir başkasıymış gibi bakarak başlayın. Bütün yaşam hikayeniz sizin hakkınızdaki bir kitap gibidir. Hikayeden ayrılın ve kendi yaratımınızın farkına va­nn. Yaşamınızın hikayesini hiçbir yargıda bulunmadan gözden geçirin ki herhangi bir duygusal tepki duymayasınız. Çocuklu­ğı.ınuzdan bu yana gelişen kendi hikayenizi, deneyimlediğiniz tüm gelişimi, tüm ilişkilerinizi görün. Bir envanter çıkarın ve eğer yapabilirseniz, imajları. algılayın. Sahip olduğunuz tüm şeyin nefes alan akciğerleriniz, güzelliği gören gözleriniz, do­ğanın seslerini dinleyen kulaklarınız olduğunu hayal edin. Bu tümüyle sevgiyle ilgilidir. Yaşam hikayenizle sevgiyle yüzleşin, o zaman harika bir rüya araştırmasını deneyimleyebilirsiniz. Rüya araştırması Buda’nın bodi ağacının altında yaptığı, İsa’nın çölde yaptığı ve Musa’nın dağda yaptığı şeydir.
Alglladığınız her şey duygusal bir tepkiye neden olur. Siz sadece kendi duygularınızı değil, kendi bilginizi de, yani düşüncelerinizi, yargllarınızı ve inançlarınızı da algllarsınız. Kafanızdaki sesi algılar ve ona duygusal bir tepki gösterirsiniz.
Bilginin sesi yaşamınıza hükmeder ve o bir diktatördür. Eğer o sese itaat etmeyi reddederseniz, o giderek sessizleşir, size giderek daha az hitap eder ve en sonunda artık sizi yönetemez. O ses üzerinizdeki gücünü yitirdiğinde, yalanlar artık yaşamınıza hükmedemezler ve siz yeniden sahici olursunuz.
Sizin içsel konuşmaya ihtiyacınız yoktur; siz düşünmeden bilebilir­siniz. Hislerinizle algılayabilirsiniz. Neden kendinize zaten bildiğiniz şeyi söyleyerek ya da bilmediğiniz şey hakında kaygılanarak enerji­nizi boşa harcayasınız? Kafanızdaki ses en nihayet sustuğunda, siz içsel huzur yaşarsınız.
Kafanızdaki ses sizi kendi istediği yere götüren vahşi bir at gibidir. Bir kez o atı uysallaştırdığınızda, ona binebilirsiniz ve bilgi sizi sizin istediğiniz yere götüren bir iletişim aracı olur.
Saygı, en büyük sevgi ifadelerinden biridir.Eğer diğer insanlar sizin hikayenizi yazmaya calisirlarsa, bu onlarin size saygi duymadiklari anlamına gelir.Onlar sizi kendi hikayesini yazabilecek iyi bir sanatçı olarak görmezler, oysa siz kendi hikayenizi yazmak için doğmussunuzdur.
Haklı olmak ya da başkalarını haksız çıkarmak önemli olmaz.Onun yerine herkesi bir sanatçı, bir hikayeci olarak görürsün. Onlar her neye inaniyorlarsa bunun sadece onların bakış açısı olduğunu bilirsin. Bunun seninle hiçbir ilgisi yoktur.
Bilgi benim yaşamımdaki en büyük diktatör idi. Ben bilginin kölesiyim.
Sevgi enerjisi tıpkı güneşten gelen ışık gibidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir