İçeriğe geç

Yara Şiirleri Kitap Alıntıları – Hilmi Yavuz

Hilmi Yavuz kitaplarından Yara Şiirleri kitap alıntıları sizlerle…

Yara Şiirleri Kitap Alıntıları

Nereden baksak bir sarı yaprak
Nereden baksak
İhtiyar ve ebruli bir konak gibi
Çöküyor kalbim, kalbimiz .
Kalabalık Sonnet
yalnızlığın sesini yalnızca ben duyarım;
hangi durak, hangisi, bekleniyor biryerlerde?
bildiğim bir şey varsa, o benim acılarım
için yaşıyor artık belki de kederlerde
bulunan bir söz gibi bende alır yerini;
sanki duyuyor beni, âh, kendini aldatmak!
o ayna gösteriyor bütün dileklerini;
kederde sakladığı sözleri dışa vurmak
için ne bekliyor o? bir daha akar gibi
yapıyorsa, bilinmez, durduğu yerde ırmak;
âh, bir ayna olarak çoktan göründü dibi

eski yaz günlerinin güneşi ortalıkta;
bir gemi hayaleti dolaşır her batıkta;

yalnızlığın yüzünü gördüm kalabalıkta

bir şarkı vardı, bir yara
mâzi yalnızlığa pansuman
olarak iyidir;
bense bir hatıra
kadar kötüyüm:

yaralardan bir yara

bir dağ bir dağın
ardına gizlendi
yaralar öteki yaraya
kalbim, beni bağışla!
hüznü yaralı, zamanı kirlenmiş
olan nedir?

-hayattır!

yalnızlıklar daha yokken,
yaralar önceden işliyor;
her şey inceden, başlıyor,
yazgılı olarak sürgüne
nereye gidersem oraya
siyah bir gül düşüyor.
âh, yaralardan konuşuluyor ;
her yaraya bir marş
her şey kabuk bağladı ve ben
yara içinde yara
acıyım, öyleyse varım..
kanıyor durmadan içimdeki köhne bahar..
yaralar da ölür bir gün..
Her şey kabuk bağladı ve ben
yara içinde yara-
sana biraz akşam bulaştı,
bana biraz eski yazlar
bir marş:
her yaram bir çiçek gibi
kendimi acılarla örttüm.
o kadar yaralıyım ki,
ölemiyorum bile
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
acıyım, öyleyse varım.
ve her şiir boydanboya
bir ıssızlıktır artık
dizelerse giderek daha tenha
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Yaşadık: bir kayboluşun kayboluşu
biliyorsun en bakımlı bahçe
sessizliktir
gülüşler oraya sürgün edildi
acıların kardeş olduğunu
kimse anlayamadı
şimdi nedense her şeyde
ansızın dağılan kelebek tadı
mevsimidir,
kendi hüznüme döndüm
kimbilir ne anlama geliyor artık,
şu eskiden “hüzün” dediğimiz şey?
Zaman iyice alçaldı aşklar
görünür oldular ve ‘mazi kalbimde yara ‘
“var’la yok bir’dir;
hüzünle oyun olmaz;
yalnızlığın birliğini duy,
sonsuzluğun da ”
“kalbim, beni bağışla!
hüznü yaralı, zamanı kirlenmiş
olan nedir?

-hayattır! “

yurdum yalnızlığım benim !
nereye gidersem oraya
siyah bir gül düşüyor .
Yurdum ne kadar benzedin
giderek büyüyen yaraya ..
“ o kadar yaralıyım ki ,
ölemiyorum bile “
yaralar da ölür bir gün;
gülün bir adı varsa var,
öteki adıysa, solmaktır
bir marş:
‘her yaram bir çiçek gibi ’
“ o kadar yaralıyım ki ,
ölemiyorum bile “

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir