İçeriğe geç

Melekler ve Şeytanlar (Cep Boy) Kitap Alıntıları – Dan Brown

Dan Brown kitaplarından Melekler ve Şeytanlar (Cep Boy) kitap alıntıları sizlerle…

Melekler ve Şeytanlar (Cep Boy) Kitap Alıntıları

“Cehenneme gideceğini biliyorsun, değil mi?”
“Zaten oradayım.”
Bizler yok olma yolunda ilerleyen kopuk ve ümitsiz türleriz.
Kendimizi harap ediyoruz.
Acı, büyümenin bir parçasıdır. Bu şekilde öğreniriz.
Mucizeler, doğru olmalarını istediğimiz için hepimizin sıkıca sarıldığı hikayelerden başka bir şey değildi.
İnancınızı kaybetmeyin.
İnanmak demek, imanın tüm kademelerine inanmak demektir, mucizeleri mantıken kabul etmektir, tartışmasız kavramlar ve ilahi müdahaleler. Ve bir de davranış kuralları var. İncil, Kuran, Budist yazmaları… hepsinin benzer farzları ve benzer cezaları var. Belli bir dine göre yaşamazsam cehenneme gideceğimi söylüyorlar. Ben adaleti böyle olan bir Tanrı hayal edemiyorum.
Din, asılsız efsaneleri mutlak doğru diye göstermeye devam ederse, bilimsel gelişimin duracağından ve insanlığın anlamsız cihatların yapıldığı cahil bir geleceğe sürükleneceğinden korkuyorlardı. 
Din daima bilime zulmetmişti.
Dik dur, gülümse ve bırak neden güldüğünü merak etsinler.
Ben hayatımda neyi başardım? diye düşündüm.
Hiçbir şey.
Tanrım, değiştiremediklerimi kabul etmek için bana güç ver.
Katil, medya anarşinin sağ koludur, demişti.
Korku, tüm savaş silahlarından daha hızlı yaralar.
Seviyorum, hem de çok.
Bazen gerçeği bulmak için dağları yerinden oynatmak gerekir.
cennete giden en kısa yol
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Rahipler bile bedavaya çalışmaz.
Doğanın henüz açığa çıkmamış pek çok sırrı var.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Rönesans sanatındaki en korkunç trajedilerden biriydi. 1857 yılında Papa IX. Pius erkek bedeninin apaçık sergilenmesinin Vatikan’da şehvet duyguları uyandırabileceğine karar vermişti. Böylece eline bir kalem keski ile çekip alıp, Vatikan Şehrin’deki tüm erkek heykellerin cinsel organlarını kopartmıştı. Bunu yaparak Michelangelo’nun, Bramante’nin ve Bernini’nin eserlerini mahvetmişti. Alçı incir yaprakları ise hasarı kapatmak için kullanılmıştı. Yüzlerce heykel hadım edilmişti. Langdon bir yerlerde sandık dolusu taş penis olup olmadığını merak ediyordu.
Korku, tüm savaş silahlarından daha hızlı yaralar.
Bana Tanrı’nın var olduğuna dair kanıt göster diyorsunuz.Cennete bakmak için teleskoplarınızı kullanın ve bana Tanrı’nın nasıl olmadığını söyleyin diyorum!
Sırlar, artık gücümüzün yetmediği bir lüks.
Tanrım, değiştiremediklerimi kabul etmek için bana güç ver.
Mucizelere inanır mısınız?
Sonuçta hepimiz, bizlerden daha büyük olan gerçeği arıyoruz.
Din bir lisan veya elbise gibidir. Yetiştirildiğimiz ibadetlere eğilimimiz vardır. Nihayetinde, hepimiz aynı şeyi söylüyoruz. Yani hayatın bir anlamı olduğunu. Bizi yaratan yüce minnettarız.
Belli bir dine göre yaşamazsam cehenneme gideceğimi söylüyorlar. Ben adaleti böyle olan bir tanrı Hayal edemiyorum.
Matematik yok! Sana söylemiştim! Bundan nefret ediyorum!
Hiçbir sevgi bir babanın oğluna duyduğu sevgiden daha büyük değildir
Insan aklı, bedeninden çok daha büyük acılar çekebilir
belki de sorular, cevaplardan daha etkilidir.
Kalplerinizi dinleyin.
Korku, tüm savaş silahlarından daha hızlı yaralar.
Sonuçta hepimiz, bizlerden daha büyük olan gerçeği arıyoruz.
Sonuçta hepimiz, bizlerden daha büyük olan gerçeği arıyoruz.
Fizik kuralları, Tanrının şaheserini boyamak için yeryüzüne yaydığı tuvaldir..
Acı, büyümenin bir parçasıdır. Bu şekilde öğreniriz.
Hiçbir iyi niyet cezasız kalmaz.
“Sırlar, artık gücümüzün yetmediği bir lüks”
Genç adam, Senin çok fazla soru sorduğunu söylüyorlar, demişti.
Vittoria kaşlarını çatıp bakmıştı. Soru sormak kötü müdür?
Gülmüştü, Sanırım haklılarmış.
Fizik kuralları, Tanrı’nın şaheserini boyamak için yeryüzüne yaydığı tuvaldir.
The media is the right arm of anarchy
Bazen gerçeği bulmak için dağları yerinden oynatmak gerekir.
Uyumak mı? Rahatlamak için çok daha iyi yollar var
Bilim günümüzde insanın aklına gelen hemen her soruya cevap verebiliyor. Geriye sadece birkaç soru kaldı ve bu sorular anlaşılması güç sorular. Nerden geldik? Burda ne yapıyoruz? Hayatın ve evrenin anlamı ne?
Bir zamanlar tüm sorular ruhaniydi. Zamanın başlangıcından bu yana, bilimin anlayamadığı boşlukları doldurmak için ruhaniliğe ve dine başvuruldu.
Langdon omzunun üstünden, Girişimci P.T. Barnum ne demiş biliyor musun? diye seslendi. Benim hakkımda ne dediğiniz umrumda değil, ismimi doğru söyleyin yeter!
görüntü çarpık ve soluktu hayalet gibi. yaşlanan bir hayalet, diye düşündü. bu ona, genç ruhunun ölümlü bir kabuk içinde yaşadığını acımasızca hatırlatmıştı.
Bazen sorular cevaplardan daha etkilidir
Çelişki acıdır.
Ruhum ayrılmam gerektiğini hissettiğinde ayrılacağım.
“Nereden geldik? Burada ne yapıyoruz? Hayatın ve evrenin anlamı ne?”
“En tehlikeli düşman kimsenin korkmadığı düşmandır.”
Eğer çok zor olmadıysa, yanlış yapmışsındır.
Tanrım, değiştiremediklerimi kabul etmek için bana güç ver.
iman evrenseldir. bizim bunu anlayış yöntemlerimiz ise isteğe bağlı. bazılarımız isaya. bazıları mekkeye dua ediyor, bazılarımız ise atomdan küçük zerrecikler inceliyor. sonuçta hepimiz, bizden daha büyük olan gerçeği arıyoruz
Bizler yok olma yolunda ilerleyen kopuk ve ümitsiz türleriz.
Bizi birleştirmeyi vaat eden teknoloji bile bizi birbirimizden ayırıyor. Artık her birimiz tüm dünyayla elektronik bağlantı içindeyiz, ama aslında son derece yalnızız. Vahşet, ihtilaf, ayrılık ve ihanet bombardımanına tutulduk. Şüphecilik fazilet oldu.
Korku tüm savaş silahlarından daha hızlı yaralar.
Bazen, aklımız kalbimizin doğru olmasını dilediği şeye inanır.
Bazen, aklımız kalbimizin doğru olmasını dilediği şeye inanır.
Akıl cevaplar buldukça, kalp yeni gerçeklere sarılır.
Genç adam, Senin çok fazla soru sorduğunu söylüyorlar, demişti.
Vittoria kaşlarını çatıp bakmıştı. Soru sormak kötü müdür?
Gülmüştü.
Bilim şifa da verebilir, öldüre de bilir. Bilimi kullanan kişinin ruhuna bağlı. Beni ilgilendiren kişinin ruhudur.
Acı, büyümenin bir parçasıdır. Bu şekilde öğreniriz.
Korku, tüm savaş silahlarından daha hızlı yayılır
Dâhi dehayı koşulsuz şartsız kabul eder
Bazen gerçeği bulmak için dağları yerinden oynatmak gerekir
Dik dur, gülümsə və qoy niyə güldüyünü düşünsünlər

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir