İçeriğe geç

Sessiz Kalma! Kitap Alıntıları – Angie Thomas

Angie Thomas kitaplarından Sessiz Kalma! kitap alıntıları sizlerle…

Sessiz Kalma! Kitap Alıntıları

Ama bu mahalle genç erkeklerin kulaklarını büyüklerine sağır ediyor. ”
Tanrı sana bir beyin vermiş. Onlarınkine ihtiyacın yok.
Bütün o karanlığın içindeki ışığımdın.
Çok ciddiyim. Ne zaman bir spor ayakkabı yanlış şekilde temizlense bir yavru kedi ölüyor.
“Yardım gelmesini beklerken,” dedim. “Başka biri gelene dek bana doğrulttu. Sanki tehditmişim gibi… Silahı olan ben değildim.”
“Hayır anlamıyorsun!” dedim. “Kimse anlamıyor! Kurşunların etini parçaladığını gören benim. Son nefesini alırken orada sokakta oturdum. İnsanların öldürülmeyi normal bir şeymiş gibi göstermeye çalışmalarını dinlemek zorunda kalan bendim. Sanki bunu hak etmiş gibi. Fakat ölmeyi hak etmiyordu ve ben de bu boku görmeyi hak edecek bir şey yapmadım.”
“Bir melek olduğunu filan söylemek istemiyorum ama kötü bir insan değildi. O…” Omuz silktim. “O daha bir çocuktu. “
Sorun buydu. İnsanların bir şeyler söylemelerine izin veriyorduk ve sonra da o kadar sık söylüyorlardular ki bunları söylemek onlar için sıkıntı yaratmıyor ve bizim için de normal hale geliyordu. Sessiz kalmaman gereken durumlarda sesini çıkarmayacaksan sesinin olmasının faydası ne?
ve bütün o kargaşayı dikiz aynasında bıraktık.
Kimsenin onun sözlerini çarpıtacağı yok! Sana söyledim, biz de gerçeğin açığa çıkmasını istiyoruz.
Babam, Merak etme, biz gerçeği biliyoruz, istediğimiz o de­ğil, dedi. Biz adalet istiyoruz.
İnsanların gözlerinin, ağızlarından fazla şey söylediklerini iddia ederlerdi.
Ne zaman diğer insanların arasında olsam
böyle oluyordu. Kendim gibi konuşmuyordum ya da sesim kulağa kendiminmiş gibi gelmiyordu. Her sözcüğü dikkatle ölçüp biçiyor ve düzgün telaffuz ettiğimden emin oluyordum.
Bir kişinin ne kadar kırılmış olduğunu görmek onu çıplak görmek gibidir. O hallerini bir defa görürseniz onlara bir daha asla aynı gözle bakamazdınız.
Vedalar en çok veda edilen siz­den önce gittiyse can yakar zaten.
Bütün o karanlığın içindeki ışığımdın.
Siyahi biri sadece siyahi olduğu için öldürülüyor ve kıyamet kopuyordu.
Sanki alnıma Kırılabilir etiketi yapıştırılmıştı ve bir şey söyleyip beni kırma riskine girmektense hiçbir şey söylememeyi tercih ediyorlardı.
Fakat en kötüsü de sessizlikti.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sessiz kalmaman gereken durumlarda sesini çıkarmayacaksan, sesinin olmasının faydası ne?
Seslerinizin bir önemi var,rüyalarınızın,hayallerinizin ve hayatlarınızın bir önemi var.Betonun çatlaklarında büyüyen birer gül olun.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
DeVante göğsünü şişirerek, Benim adım normal, dedi. Neden bahsettiğini anlamıyorum.
Seven, Dostum, adını Jodeci’deki bir elemandan almışsın, dedi.
Sen de bir rakamdan! Göbek adın ne? Sekiz mi?
Bu beni milyonlarca küçük parçaya bölüyordu. Ne zaman bütün olup normale dönsem beni parçalayacak başka bir şey oluyordu ve en baştan başlamak zorunda kalıyordum.
Nereden geldiğimi ya da nelerden geçtiğimi değiştiremezdim, o halde ne diye beni ben yapan şeylerden utanacakmışım? Bu kendimden utanmak gibi bir şeydi.
Irk birbirimizden koparana, din bizi ayrıştırana, politika bizi bölene, para bizi sınıflandırana kadar hepimiz insandık.
Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar kendi acılarını yalnız karşılarlar.
Vedalar en çok veda edilen sizden önce gittiyse can yakar zaten
Bütün o karanlığın içindeki ışığımdın
Onu özleyebilir, aranızda yaşanmış olabilecek şeyleri özlemene izin verebilirsin, duygularının biraz kontrolden çıkmasına izin verebilirsin.
Sessiz kalmaman gereken durumlarda sesini çıkarmayacaksan sesinin olmasının faydası ne?
İnsanların bir şeyler söylemelerine izin veriyorduk ve sonra da o kadar sık söylüyordular ki bunları söylemek onlar için sıkıntı yaratmıyor ve bizim için de normal hale geliyordu.
Bazen her şeyi doğru yapsan da işler yine de yanlış gidebilirler. İşin püf noktası denemeye devam etmekte.
Cenazeler ölüler için yapılmaz. Yaşayanlar için yapılır.
Şuna bakın! İşte karşınızda onlar kadar atletik olmamıza rağmen eril cinsiyetin, kadınları küçümsemek için kullandığı ‘kız gibi oynamak’ zihniyeti.
Bir kişinin ne kadar kırılmış olduğunu görmek onu çıplak görmek gibidir. O hallerini bir defa görürseniz onlara bir daha asla aynı gözle bakamazdınız.
Vedalar en çok veda edilen sizden önce gittiyse can yakar zaten.
“Biz adalet istiyoruz.”
Cesur olmak, korkmadığın anlamına gelmez. Korktuğun halde devam ettiğin anlamına gelir.
Sessiz kalmaman gereken durumlarda sesini çıkarmayacaksan sesinin olmasının faydası ne?
Biz adalet istiyoruz.
Bazen her şeyi doğru yapsan da işler yine de yanlış gidebilirler. İşin püf noktası denemeye devam etmekte.
”Irk birbirimizden koparana, din bizi ayrıştırana, politika bizi bölene, para bizi sınıflandırana kadar hepimiz insandık. ”
”Sessiz kalmaman gereken durumlarda sesini çıkarmayacaksan sesinin olmasının ne faydası var ? ”
Cenazeler ölüler için yapılmaz. Yaşayanlar için yapılır.
Vedalar en çok veda edilen sizden önce gittiyse can yakar zaten.
Toplumun bize gençken verdiği şeyler, sonra biz bu yüzden vahşileşince dönüp onlara zarar veriyor.
.
Sessiz olmaman gereken o anlarda sessiz kalacaksan sesinin olmasının ne anlamı var ?

.

”Irk birbirimizden koparana, din bizi ayrıştırana, politika bizi bölene, para bizi sınıflandırana kadar hepimiz insandık. ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir