Agatha Christie kitaplarından Mesopotamiyada Qətl kitap alıntıları sizlerle…
Mesopotamiyada Qətl Kitap Alıntıları
Bir insanın dudakları arasından yalanlar dökülürken gözleri gerçeği anlatabilir.
İnanın bana matmazel, çoğu kez gizemin anahtarı kurbanın kendisidir.
.
Kadınlar, bir erkeğin geveze, dolandırıcı, uyuşturucu bağımlısı, kanıtlanmış bir yalancı ve genel bir domuz olduğu gerçeğini, kirpiklerini bile kırpmadan ve vahşilere olan sevgilerini en ufak bir şekilde zedelemeden kabul edebilirler.
Kadınlar, bir erkeğin geveze, dolandırıcı, uyuşturucu bağımlısı, kanıtlanmış bir yalancı ve genel bir domuz olduğu gerçeğini, kirpiklerini bile kırpmadan ve vahşilere olan sevgilerini en ufak bir şekilde zedelemeden kabul edebilirler.
Kadınlar harika gerçekçilerdir.
Karısını öylesine seviyordu ki! Birini böylesine sevmek korkunç şey!
Bence bir ekibin ruhsal durumu tamamıyla o grubun en başındaki kişinin ruhsal durumunu yansıtır.
Ve inanın bana istememesine rağmen bir kadına delicesine âşık olan bir erkeğin kininden daha büyük bir kin olamaz.
Hepimiz davranışlarımızın nedeni konusunda kendi kendimizi aldatmaya ne denli eğilimli olduğumuzu iyi biliriz.
…kadınların istediklerini elde ettiklerinde dayanabileceklerinin sınırı yoktur.
Erkekler gereksiz iltifatlarının kadınların ne kadar sinirine dokunduğunu fark edemiyorlardı.
İnanmak istiyorum ama gerçeğe.
İnsanın bildiklerini uluorta açıklaması hiç doğru değildir.
Bir insanın dudakları arasından yalanlar dökülürken gözleri gerçeği anlatabilir.
Unutmayın ki kıskanç bir kadın bir engel tanımaz.
Bir cinayet soruşturmasında erdem duygusuna yer yoktur.
Çalışmak insana dertlerini unutturur.
Yaşam bir piknik alanı değil, savaş alanıdır.
İnanın bana matmazel, çoğu kez gizemin anahtarı kurbanın kendisidir.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Bazen susmak daha iyidir, değil mi?
Aslında temelde cinayet iğrenç ve basit bir olaydır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ben asıl olanaksız görüneni yakından incelerim, olanaklı olabilir mi diye.
Duyarlı bir çocuk, zihninde yarattığı kahramanına tapabilir, bu takıntısı olgunluk çağında da sürer ve bu büyük bir intikam arzusunu besleyebilir.
İnsan beyninin neler yapabileceği tam olarak kestirilemez.
Çocukluktaki travmalar kolay unutulmaz.
Bir yere gelip, sonra da oradan yakınmaya başlayan insanlara hiç dayanamıyorum.
Büyük insanlar kendilerini kanıtlamaya ihtiyaç duymazlar.
Yaşam sıkılacak kadar uzun değil.
Kafatasın yarılmışsa karaciğerin güçlü olmuş, ne olur ki.
Çekememezlik, çekememezlik, çekememezlik. Siz erkekler hep bunu söylersiniz. Ama biz kadınlar hemcinslerimiz konusundaki yargılarımızda hiç yanılmayız.
İnanın bana hemşire, önemli olan başlamak; bir kez başlayınca başlamanın güçlüğü, durmanın güçlüğü yanında hiç kalır.
Poirot, ciddi ve içten gelen bir sesle, Bismillahirrahmanirrahim, dedi. Sonra da bize bunu tercüme etti. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adına
-İnsanlar ne kötü oluyor!
– Değil mi ya? İnsanlar bazan köpeklere benzerler. Bir şeyi ne kadar derine gömerseniz gömün yine de onu bulup çıkarırlar.
– Değil mi ya? İnsanlar bazan köpeklere benzerler. Bir şeyi ne kadar derine gömerseniz gömün yine de onu bulup çıkarırlar.
Bir insan ağzıyla yalan söylerken, gözleriyle hakikati itiraf eder.
O tıpkı masallarda ışıklar içinde bataklıktan çıkan ve insanı ölüme sürükleyen mahluklara benziyor.
– Fakat hakikaten yapmak istediğin bir şey yok mu? Böyle bir şey muhakkak olmalı.
– Var tabii. Ben hiç çalışmamayı istiyorum. Bol param olsun, otomobil yarışlarına gireyim.
– Var tabii. Ben hiç çalışmamayı istiyorum. Bol param olsun, otomobil yarışlarına gireyim.
Bazan, dedim. Uzun zaman bir arada oturan kimseler birbirlerinin sinirine dokunmaya başlarlar.
Yaşam sıkılacak kadar uzun değil
Bir yere gelip, sonra da oradan yakınmaya başlayan insanlara hiç dayanamıyorum.
Çox qəribə dünyadır! Eyni nöqtəyə baxan iki insan iki müxtəlif mənzərə görür.
Evet. Çekememezlik, çekememezlik, çekememezlik. Siz erkekler hep bunu söylersiniz. Ama biz kadınlar hemcinslerimiz konusundaki yargılarımızda hiç yanılmayız.
Bu insanlar hep böyle asık suratlı mıdırlar?
Birisini böylesine sevmek korkunç bişey !
– Cinayet bir alışkanlıktır.
Aynı görüntü karşısında iki insanın birbirinden tamamen farklı şeyler görmesi ne kadar ilginçti.
Neyse, dedim kendi kendime. Bekleyelim ve görelim .
Ama biz kadınlar hemcinslerimiz konusundaki yargılarımızda hiç yanılmayız .
Onun Sherlock Holmes gibi – uzun boylu,ince ve zeki yüzlü biri olacağını hayal etmiştim. Tabii ki bir yabancı olduğunu biliyordum ama bu denli yabancı olacağını sanmıyordum.
Bir insan dudakları arasından yalanlar dökülürken gözleri gerçekleri anlatabilir.
‘Ve inanın bana istememesine rağmen bir kadına delicesine aşık olan bir erkeğin kininden daha büyük kin olamaz.’
İnsanlar ne kadar da hain olabiliyor!
‘Yani hataların, erdemlerden daha önemli olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?’
Ama bazen bir kişi hakkında en doğru bilgiyi onun dostlarından değil düşmanlarından alırsınız.
Bir insanın dudakları arasından yalanlar dökülürken gözleri gerçeği anlatabilir.
Unutmayın ki kıskanç bir kadın engel tanımaz.
Yaşam bir piknik alanı değil, savaş alanıdır.
Çoğu kez gizemin anahtarı kurbanın kendisidir.
Cinayet bir alışkanlıktır
Olanaksız Olanaksız Bu sözcüğü hiç önemsemiyorum. Ben asıl olanaksız görüneni yakından incelerim, olanaklı olabilir mi diye.
İki insan aynı kişiyi tanımladıklarında asla birbirini tutmaz. Her ayrıntı bir biçimde çelişkilidir.
Cinayet işlenilen bir evde bulunan herkes bir ölçüde şüphelidir.
Sanırım beni beğenmediniz, ma soeur? Ama unutmayın ki pudingin tadı yemeden anlaşılmaz.
Büyük insanlar kendilerini kanıtlamaya ihtiyaç duymazlar.
Yaşam sıkılacak kadar uzun değil.
Poirot:Hemşire, benden hoşlanmadığınızı görüyorum, dedi. Fakat unutmayın ki, bir yemeğin lezzeti tadılma dan anlaşılmaz.
İnsanlar bazen köpeklere benzerler. Bir şeyi ne kadar derine gömerseniz gömün yine de bulup çıkarırlar.
Mesleğim bana bir çok gerçeği öğretti. Bunlardan biri ve belki en korkunç olanı da şu: Cinayet bir alışkanlıktır
Şakalaşıp gülüyoruz matmazel, dedi. Ama bazı gerçekler vardır, onlarla ilgili şakalar yapılmaz. Mesleğim bana birçok gerçeği öğretti. Bunlardan biri ve belki en korkunç olanı da şu: Cinayet bir alışkanlıktır.
İnsan beyninin neler yapabileceği tam olarak kestirilemez
Bu her zaman böyledir. İki insan aynı kişiyi tanımladıklarında asla birbirini tutmaz. Her ayrıntı bir biçimde çelişkilidir.
Birkaç kadın bir arada kaldılar mı kıskançlık kaçınılmaz olur.
Seni ne üzebilir, ey zırhlı şövalye! Yalnız dolaşıyorsun, benzinde bir solgunluk
Sanırım düşüncemi birbirlerine karşı gereğinden fazla nazik davranıyorlar diye ifade edebileceğim
Dünya çok garip. Aynı noktaya bakan iki insan iki farklı manzara görüyor.