İçeriğe geç

Oyun Kitap Alıntıları – Stephen King

Stephen King kitaplarından Oyun kitap alıntıları sizlerle…

Oyun Kitap Alıntıları

Hayatın toplu iğne kadar değeri yok gözümde.
Bazen işi şakaya vurmazsam ağlayacağımı hissediyorum.
Beklenmedik olayları hesaba katarak plan yapmak, ‘iyi’ ile ‘olağanüstü’ arasındaki farkı belirtir.
Düş kırıklığı hemen hemen fiziksel acıdan daha kötüydü. Zehirli ısırganlar gibi yakıyordu insanı.
İnsanlar nasıl böyle zalim olabiliyorlardı? İnatla bu kadar kör?
Özellikle insan yalnızken her şey karanlıkta değişir. Böyle olduğu zaman da hayal gücünün kapatıldığı kafesin kilitleri düşer. Ve herhangi bir şey her şey serbest kalabilir.
Yataktan kalktığınız bir sabah, sonuncusu olabilir.
Özellikle insan yalnızken her şey karanlıkta değişir. Böyle olduğu zaman da hayal gücünün kapatıldığı kafesin kilitleri düşer. Ve herhangi bir şey her şey serbest kalabilir.
Bir şeyle birlikte yaşamakla onun tutsağı olmak arasında fark vardır.
İnsanların konuşmalarına izin vermeden önce bir ehliyet ya da hiç olmazsa bir öğrenci izni almalarını emreden bir yasa çıkarmalılar! ‘Konuşucu Sınavı’nı geçinceye kadar herkes dilsizmiş gibi davranmalı. Böylece pek çok sorun çözümlenmiş olur.
Yataktan kalktığınız bir sabah sonuncusu olabilirdi.
Jessie köpeği korkutup kaçırmamıştı. Hayvan insanlardan ve evlerden korkuyordu. Bu konuda haklıydı
Hayır, kesinlikle böyle düşünmemeliydi. Ama işin kötüsü, insan bir başladı mı durmakta çok zorluk çekiyordu.
Farkında değilmiş gibi davranmak ve bunu ısrarla sürdürmek.
Ben iyileşeceğim. Bugün ya da yarın veya gelecek hafta değil ama sonunda iyileşeceğim. Hiç olmazsa biz ölümlere izin verildiği kadar iyi olacağım. Bunu bilmek güzel bir şey. Yaşamanın hala bir seçenek olduğunu ve bazen bunun insana hoş geldiğini bilmek. Hatta bazen insanda zafer duygusu uyandırdığını anlamak.
Ancak son günlerde başkalarının bizi ne kadar sık ve ne kadar çok etkilediklerini öğrendim. Bu kontrolümüz ve kendimize güvenmemizle gururlandığımız zamanlarda bile böyle.
Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri olduğu gibi kabul etmek için sükunet, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı anlamak için akıl ver. Amin.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yataktan kalktığınız bir sabah sonuncusu olabilirdi.
Her şey görüş açısına bağlı. Görüş açısı çok önemli. Dünyayı sana tanımlayan, kafanın içindeki sesler de önem taşıyor.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Tanrım! Bazen insanların bu kadar aptal olduklarına inanamıyorum.
Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri olduğu gibi kabul etmek için sukunet, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı anlamak için de akıl ver. Amin.
Seni seviyorum.
Böyle ölmeyi reddediyorum! Beni duyuyor musun? BÖYLE ÖLMEYİ REDDEDİYORUM!
Sen, onu gördün, Jessie. Ölüm’dü o. Ve sen onu gördün. Issız yerlerde ölen insanların çoğu zaman gördükleri gibi. O, ölülerin çarpılmış suratlarına mührünü basıyor. Olayı ölülerin yuvalarından uğramış gözlerinde okuyorsun. O ihtiyar kovboy Ölüm. Bu akşam güneş battığı zaman seni almak için geri dönecek.
Ahh, herkes beni dinlesin. Özellikle siz kızlar. Sevdiğin hiçbir zaman evde değilse yalnız bırakılmak doğru mu?
Tom, comme tu es douce, dedi. Ma jolie mademoiselle. Je t’aime.
Bana olayları anlatmadın. Hiç kimseye anlatmak istemedin. Bir baykuşun otların üzerine vuran gölgesini görmüş bir tavşan gibi kaçtın.
Güneş tutulması o gün bir dakikadan biraz uzun sürdü Jessie Ama kafanın içinde durum farklı. Kafanın içinde güneş tutulması hala sürüyor değil mi?
Olayları olmamış gibi göstermekte ustasın değil mi cici kızım?
Görüş açısı çok önemli. Dünyayı sana tanımlayan, kafanın içindeki o sesler de önem taşıyor
Güneş sönmüştü. Güneşin kendisi sönmüştü!
Gideyim mi? Bu işine gelir, değil mi? Cici kız, şeker kız, babacığının küçük kuzusu. Gerçeğe fazla yaklaştığın, rüyanın aslında hiç de öyle olmadığından kuşkulandığın an hemen kaçıyorsun.
Seni öldürürüm! Bunu yaparım. Yapacağıma yemin ediyorum. ONUN İÇİN DEFOLUP GİT!
Mesele onun seni bir kitap gibi okuyamaması değil, sadece bazen okumak istememesi kızım.
Ah, Tanrım, diyordu. Ah, Tanrım, burada yapayalnızım! Yapayalnızım!
Ona kadar saymaktan söz edildiği zaman, demişti, çok kişinin aklına öfkelenmemeye çalışan Vakvak Amca gelir. Ama aslında ona kadar saymak bütün duygu göstergelerini yeniden ayarlaman demektir Günde böyle bir şeye en aşağı bir kez ihtiyaç duymayan birinin seninkiler ya da benimkilerden çok daha ciddi sorunları var demektir.
Jessie söz konusu olan şeye bakmak istiyormuş gibi başını kaldırdı ama gözleri hala kapalıydı. Zaten onu görmesi için gözlerine ihtiyacı yoktu. Sözü geçen bu aksesuvarla uzun bir süreden beri birlikte yaşıyordu. Kalçalarının arasında kötü biçimde iyileşmiş bir yara izi gibi duran yarığın etrafını saran zencefil rengi kıvırcık tüylerin oluşturduğu bir üçgendi. Çaprazlama kasların desteklediği bir et kıvrımından pek de farklı olmayan bu organ, Jessie’ye bir mit kaynağı olmaya hiç de uygun değilmiş gibi görünüyordu. Ama kolektif erkek kafasına göre, kesinlikle bir mit durumundaydı. O sihirli vadi değil miydi? En vahşi tek boynuzlu atların bile sonunda kapatıldıkları ağıl?
Kıza göre ancak yetişkinler duyguları pek çok çılgın biçimde birbirlerine karıştırabiliyorlardı. Duygular yiyecek olsaydı, yetişkinlerin duyguları çikolata kaplı biftek, içinde ananas parçaları bulunan patates püresi, üzerine toz şeker yerine kırmızı biber serpilmiş mısır gevreğine benzeyecekti.
Özellikle insan yalnızken her şey karanlıkta değişir. Böyle olduğu zaman da hayal gücünün kapatıldığı kafesin kilitleri düşer
İnsanlar nasıl böyle zalim olabiliyordu? İnatla bu kadar kör?
Bir şeyle birlikte yaşamakla onun tutsağı olmak arasında fark vardır.
yaşamın düzeni ve biçimi şok yaratacak bir çabuklukla altüst olduğu zaman sıkıca sarılabileceğiniz bir şeyler bulmanız gerekiyor. normal ve önceden tahmin edilebilecek bir şeyler.
Bir şeyle birlikte yaşamakla onun tutsağı olmak arasında fark vardır.
Tanrım bazen insanların bu kadar aptal olduklarına inanamıyorum.
Merhametin, felaketten sonra pek ucuz bir şey olduğunu öğrenmişti. Dünyadaki bütün merhametin azıcık bir değeri olmadığını da.
Tanrım, bazen insanların bu kadar aptal olduklarına inanamıyorum. İnsanların konuşmalarına izin vermeden önce bir ehliyet ya da hiç olmazsa bir öğrenci izni almalarını emreden bir yasa çıkarmalılar!
Gerçek canavarların kalplerine saklanacak sihirli bir kazık yoktur.
İnsan arzularını sever arzuladıklarını değil.
Özellikle insan yalnızken her şey karanlıkta değişir. Böyle olduğu zaman da hayal gücünün kapatıldığı kafesin kilitleri düşer Ve herhangi bir şey ya da her şey serbest kalabilir.
Bir UFO sesi içindeki kapkaranlık kuyudan, bir kadın nedir, diye fısıldadı. Cinsel organ için bir yaşama sistemi mi
Mesele onun seni bir kitap gibi okuyamaması değil, sadece bazen okumak istememesi
Yataktan kalktığınız bir sabah sonuncusu olabilirdi.
Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri olduğu gibi kabul etmek için sükunet, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret ve aradaki farkı anlamak için de akıl ver. Amin.
Daha önce iç sesleriyle konuşurken böyle bağırıp bağırmadığını anımsamıyordu.
Tanrım, bazen insanların bu kadar aptal olduklarına inanamıyorum
Beklenmedik olayları hesaba katarak plan yapmak, ‘iyi’ ile ‘ olağanüstü ‘ arasındaki farkı belirtir.
Zamanın tükeniyor, Jessie
Canın çok yanacak, Jessie
Lütfen, Tanrım sana yalvarıyorum.. Başarılı olayım.
İnsanların konuşmalarına izin vermeden önce bir ehliyet ya da hiç olmazsa bir öğrenci izni almalarını emreden bir yasa çıkarmalılar.
Bazı gerçekler açıklanamayacak kadar acı.
Düşünülecek ne var kızım?Bu psikosomatik bir şey,işte o kadar.Susadın,çünkü gidip su içemeyeceğini biliyorsun.Mesele bu kadar basit.
?⛓Yaşamın düzeni ve biçimi şok yaratacak bir çabuklukla altüst olduğu zaman sıkıca sarılabileceğiniz bir şeyler bulmanız gerekiyor.
?⛓İnsan kafasının bir mezardan başka bir şey olmadığını anlamak ilginçti. Karşısındaki gibi acayip sürüngenlerin dibinde süründükleri kara çukurun üzerine yapılmış bir mezar.
?⛓Tabii bazı durumlarda ölüm de bir kaçış sayılırdı.
?⛓Merhametin, felaketten sonra pek ucuz bir şey olduğunu öğrenmişti. Dünyadaki bütün merhametin azıcık bir değeri olmadığını da.
İşin en zor yanı şimdide kalabilmekti galiba.
Balıkların yüzmesi,kuşların uçması ve eşlerin de dırdır etmesi gerekir.
Boston’un kuzeyi ve Montreal’in güneyindeki en büyük hukuk firmasının önemli avukatlarındansan bilmek istediğin her neyse onu bilirsin.Bilmek istemediğin neyse onu da bilmezsin.
Bunu bilmek güzel bir şey. Yaşamanın hala bir seçenek olduğunu ve bazen bunun insana hoş geldiğini bilmek. Hatta bazen insanda zafer duygusu uyandırdığını anlamak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir