İsmet Özel kitaplarından Henry Sen Neden Buradasın 1 kitap alıntıları sizlerle…
Henry Sen Neden Buradasın 1 Kitap Alıntıları
Her yaşayan bir insan,yaşayan diğer insan karşısında bir ümittir.
Bir muamma olarak doğdum bir bilmece olarak öleceğim.
Neyi öğrenmek istiyorsak zihnimizi onu öğrenmeye müsait duruma getirmek zorundayız. Bazı şeyleri bütün çabalarımıza rağmen bir türlü öğrenemiyorsak, bunun sebebini zihnimizin düştüğü elverişsiz durumdan başka bir şeye bağlamayalım.
Âmiyâne bir ifadeye başvurarak şöyle diyebiliriz:
Ancak işimize gelen şeyler aklımıza yatar veya aklımız ancak işimize gelen şeylere yatar.
Âmiyâne bir ifadeye başvurarak şöyle diyebiliriz:
Ancak işimize gelen şeyler aklımıza yatar veya aklımız ancak işimize gelen şeylere yatar.
Dünyaya isteklerimiz doğrultusunda bakarız. Zihnimizin dış dünyayla ilişkisinde bütün mesele irade (istem) meselesinden ibaret değildir. Bir de zihin kilitleri meselesi var. Nelerin işimize geldiğini tanımamız açısından bazı bölgelerde zihnimiz kilitlenmiştir. Bazen menfaatimizi zihnimizin kilitleri sayesinde koruyabiliriz. Bazen de zihnimizdeki kilitleri kırmak menfaatimizi korumanın kaçınılmaz gerek-sartı olur.
Zihnimizdeki kilitlerin hangilerinden güç almanın vakti ne zamandır?
Hangi zihin kilitlerimizi ve ne vakit kırmalıyız?
Birer muamma olarak doğarız:
Kimin kaç gün yaşayacağı, nasıl bir ömür süreceği, ne uğruna tükeneceği hiçbir kulun malûmu değildir. İnsanoğluna muammalık sıfatı yakıştırırken şunu gözden kaçırmazsak isabet kaydedebiliriz:
Her kime muamma demişsek o, muammalı saydığımız yanını ancak bedeninde can taşıdığı sürece muhafaza edebilecektir. Can taşımak imkân taşımak demektir. İmkân ise istidattan ibaret değildir. İnsanların imkânı dediğimiz şey, o güne kadar ne idiyseler olduklarının ötesine gidebilme, üstüne çıkabilme gücüdür. İnsana sır katan şeyin canlılık olduğunu; ama bu canlılığın bitkilerde ve hayvanlarda rastlanılan canlılıktan farklı olduğunu hatırdan çıkarmayalım. İnsan hayatı kendini tekrar edip duran bir devr-i dâim manzarası arz etmediği takdirde sahiden insan hayatı olur. Evet, alnımıza ne yazıldıysa onu yaşarız ve fakat uhdemizdeki insanlık, robot, kukla, köpek değil de insan olmuşluk, alnımıza kendimizi tekrar etmeyeceğimizin yazıldığına karînedir.
Tarih tekerrür etmeyecektir.
Kimin kaç gün yaşayacağı, nasıl bir ömür süreceği, ne uğruna tükeneceği hiçbir kulun malûmu değildir. İnsanoğluna muammalık sıfatı yakıştırırken şunu gözden kaçırmazsak isabet kaydedebiliriz:
Her kime muamma demişsek o, muammalı saydığımız yanını ancak bedeninde can taşıdığı sürece muhafaza edebilecektir. Can taşımak imkân taşımak demektir. İmkân ise istidattan ibaret değildir. İnsanların imkânı dediğimiz şey, o güne kadar ne idiyseler olduklarının ötesine gidebilme, üstüne çıkabilme gücüdür. İnsana sır katan şeyin canlılık olduğunu; ama bu canlılığın bitkilerde ve hayvanlarda rastlanılan canlılıktan farklı olduğunu hatırdan çıkarmayalım. İnsan hayatı kendini tekrar edip duran bir devr-i dâim manzarası arz etmediği takdirde sahiden insan hayatı olur. Evet, alnımıza ne yazıldıysa onu yaşarız ve fakat uhdemizdeki insanlık, robot, kukla, köpek değil de insan olmuşluk, alnımıza kendimizi tekrar etmeyeceğimizin yazıldığına karînedir.
Tarih tekerrür etmeyecektir.
Kimin neyi, ne kadar, ne şekilde bildiği, bilmesi gerektiği insan olarak bizlerin başından hiç eksik olmamış bir derttir
Her zaman nereye gittiğimiz kim olduğumuzu ifşa eder. Herkes bir diğerine hangi yolda yürüdüğü, hangi yönü benimsediğine bakarak kimlik yakıştıracak, takdirle veya şaşkınlıkla şunu diyecektir: ”Vay canına! Demek o yolun yolcusuymuş! ”
Ancak birisi olarak canlı kalabiliriz.
Mümkün olan umrumda değil, imkansızı iştahla istiyorum.
Bir şeyin modası geçiyor veya o şey yeniden moda oluyorsa anlayın ki,o şey hiçbir zaman nitelikli diye adlandırılmayı haketmemiştir !
Sınıfsal uyanış tan korkuyorlar çünkü böyle bir şey gerçekleşirse mevkilerini ve servetlerini ne şekilde elde ettikleri ortaya çıkacaktır. İslami uyanış tan korkuyorlar çünkü böyle bir şey gerçekleşirse mevkilerini ve servetlerini İslam düşmanlığı dairesinde bir gayeye hizmet etmek üzere elde ettikleri ortaya çıkacaktır. Uyanıştan korkanların sağcısına da solcusuna da toplumun bütün katmanlarında rastlayabilirsiniz. Sayılarının az olmadığını, aralarında hiç ummadığımız simaların yer aldığını hayretle farkedersiniz. Yine dikkat: Uyanışı antipatik bulanlar gerek sınıfsal ve gerekse İslamî kelimesini sempatik buluyor olabilir. Onların korktuğu uyanış kelimesidir.
insanı insanın kurdu değil;ümidi olarak görenlerdenim.insan ümidini insana bağlamaz.Allah’tan ümit ederiz.Allah’tan ümit etmemiz ümidimize haznelik eden şeyin insan olmasına engel değildir.öyle zamanlar olur ki muhattabımıza seni Allah gönderdi deriz.
her yaşayan insan,yaşayan her diğer insan karşısında bir ümittir.
can taşımak imkân taşımak denektir.
İnsan aklı ancak dünyayı hor görecek düzeye ulaştığı zaman imana ayak uydurabilir.
‘Ger derse Fuzûli ki güzellerde vefâ var
Aldanma ki şair sözü elbet yalandır’
Aldanma ki şair sözü elbet yalandır’
Şahsiyet ihmal edilince insan ilişkilerinde birinci sırayı ne alacaktır? Görünüş Nasıl görünüyorsan öylesin!
Dünyanın hangi ahvalde olduğuna dair itminana kavuştukça dünyalılardan yalıtıldım.
Can taşımak imkan taşımak demektir.
Bir muamma olarak doğdum ve bir bilmece olarak öleceğim.
Kapitalizm hayatta kalışını ortaya bir tüketim kültürü çıkarmasına borçludur.
Neyin aslını öğrendiysem orada acı buldu beni..
‘Ger derse Fuzûli ki güzellerde vefâ var
Aldanma ki şair sözü elbet yalandır’
Aldanma ki şair sözü elbet yalandır’