Bana İkimizi Anlat Kitap Alıntıları – Ahmet Batman

Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor , nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini -Cemal Süreya

Bu sabah artık yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için

Yaşadıklarımı yazmadım ama yazdıklarımı hep yaşadım.

Belki de biz seninle Güneş ve Ay gibiyiz.
Sen batmadan ben doğmam, sen doğmadan ben batmam.
Belki de Ay Güneş’e aşık olduğundan bazı günler erkenden beliriyor gökyüzüne

Ne zor şey insanın hissettiklerini söyleyememesi.
Ne zor severken susmak.
Bu ömür bu susmalar için fazla kısa değil mi?

Kalp, içinde bir aşkı taşıyacak kadar güçlü, ama ben aşık olduğum kadını hiç tanımadığım ellere teslim edecek kadar güçlü degilim.

Elbette bazen düşünmüyor değilim. Bir şeylerin bitmesi için başlaması gerekli. Ben bir şeylere başladığımızı düşünmüştüm. Tam olarak bir isim koymadım tüm bu olanlara. Ortada ikimiz diye bir şey yokken bile hep varmış gibi hissetim . BEN ASLINDA BİR GÜN SENDEN DİNLEYEBİLECEĞİM BİR ikimiz YARATMAK İSTEDİM.

Etrafınızda kimse yoksa yalnız olduğunuzu hissedebilirsiniz ama etrafınızda çok alıştığınız biri yoksa eğer , bunun adı yalnızlık değil, onsuzluk oluyor.

Bazı bedenler birbirine yasaktır.
Bazı gözyaşları sadece insanın kendi görebileceği kadardır ve bazı aşklar sadece bir kişiyi yakacak kadar ateşe sahiptir.

Ask bir bakıma beklemekti , çünkü kimse aşka gidemiyordu , ask isterse kendisi geliyordu

Hayatta her şeyin bedelini ödersiniz ama annelerin yaptığı fedakarlığın bedelini hiçbir zaman ödeyemezsiniz

Her ne kadar kendi hikâyemizin kahramam olsak da, hayat bize her zaman kendimiz olma şansını tanımaz. Hikâye bizimdir ama kontrol kaderin elindedir.

İnsan korkuyor. Aşktan değil, hayallerinin kırılmasından korkuyor.

Hayat, elimizde olanlara verdiğimız değer ile hayal ettiklerimize verdiğimiz değer arasında gizlidir.
Elinde olanın değerini bilen insan ne muhtaç olur ne mutsuz. Elindekinin değerini bilmeyen İnsan ise ne kurduğu hayallere kavuşabilir ne de mutlu olabilir. Hayat er ya da geç bize bunu öğretir.

Biz aynı gökyüzüne aidiz.
Ne kadar uzağa gidebilirsin ki!
İster kapı komşum, ister dünyanın bir ucunda ol.
Bu kalbe girdin ya bir kere, artık nerede istersen orada ol.

Biz aynı gökyüzüne aidiz.
Ne kadar uzağa gidebilirsin ki!
İster kapı komşum, ister dünyanın bir ucunda ol.
Bu kalbe girdin ya bir kere, artık nerede istersen orada ol.

Olmayınca olmuyor. Olmadık biz olamadık.

Kaçımız annemizi karşımıza alıp ‘seni çok seviyorum’ anneciğim diyebildik ki! Hepimiz ömrümüzün bitmesini izlerken, hep uzaktan uzağa sevdik. Belki sarıldık ama içimize çekemedik doya doya

Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.

Kokusuna alıştığınız bir insanı unutamazsınız.
Aranıza mesafeler ya da ayrılıklar girebilir.
Yüzünü unutmuş olabilirsiniz, sesini de
Ama kokusunu unutamazsınız…

İnsanlar bazen hatalar yapıyor. Başkasının hak ettiği cezayı hiç hak etmeyen insanlara veriyor.

İnsan ne yaparsa yapsın cezasını kendi çekiyor. En büyük cezayı da susarak veriyoruz kendimize.

Ne kadar çok okunmamış kitap var sahaflarda Ne kadar çok okşanmamış kedi var sokaklarda

Hani bazen sarılacak hiç kimseyi bulamazsın ya, işte o anlarda kitaplar sarıldı bana.

Ben seni iki mavinin arasında sevdim. Denizin hemen üstünde, gökyüzünün biraz altında.

Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa
Ben sana bir cümle olmak istedim,
senden başkasının anlamadığı bir cümle işte

Hayat her zaman yeni hikayeler hazırlar bizlere.
Tam bitti derken yeniden başlarız her şeye

Hayat herkese aynı şekilde davranmaz ve bazen büyümek için yıllara ihtiyacınız yoktur.Yaşadıklarınız da sizi büyütür

Hayat uzun gibi gorunen kısa bir yolculuk ve mesafeler hep var.Yaklaşmak için adım atmamız lazım ve sandığımız kadar çok vaktimiz yok.

Ne kadar çok okunmamış kitap var sahaflarda Ne kadar çok okşanmamış kedi var sokaklarda Ne kadar çok biz varız yarınlarda

Bazen bir kalem bütün bir hayatı baştan yazar.

Kimse kırılmasın derken , kendim paramparça olmuşum da haberim olmamış

Ben sana kedi olayım, sen bana kitap

Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa

Yasanmasi mumkunken yasanmayan her ask gun gelir bizden bunun hesabin sorar
Adamlik,bir kadini bir omur sevmekten gecer.Kadinlikda kendini bir omur sevecek adamin degerini bilmektir.Kimin icin yaratildigini bilmiyorsun elbette ama bu hikayenin bas rolu sensin.Aski sensin.Acisi sensin.Kimse icinde kopan firtinalari anlamaz,anlamak zorunda da degil.zaten.
INSANLAR HEP KONUSUR,CUNKI HAYAT SENIN TASASI ONLARINDIR

Her ask son bir sarilmayi hak eder..

Annesini ya da babasini kaybetmis bir insan ,kac yasinda olursa olsunsizden buyuktur .

Hayat her zaman yeni hikayeler hazirlar bizlere.Tam bitti derken yeniden baslariz her seye .

Yasadiklarimin bir adi varsa o da yolda birakilmisliktir

Nasıl bir Beşiktaşlı olduğumu iyi bilirsin. İçimde ayrı bir sevdası, ayrı bir yeri vardır.Bu başka bir aşk, çünkü Beşiktaş kimseyi terk etmez ve sevdası hiçbir zaman geçmez.Sezen Aksu’nun şarkısında, ”Geçer geçer neler neler geçmedi ki ” dediğine bakma sen! Beşiktaş aşkı geçse geçse babadan evlada geçer, bunun ötesi de olmaz.
Şimdi neden bunları anlattığımı düşünürsün belki. Birkaç şey daha anlatacağım ve sonra tek bir şey söyleyeceğim.Vedat Okyar’ın bir anısı bu. Vedat Okyar’ın aşkımızla ne ilgisi var, diye düşünme.İlla düşüneceksen, benim bu aşkı sende nasıl derin yaşadığımı düşün.
Bir maç sırasında rakip takımın oyuncusu öyle sıkı bir tekme atıyor ki, Vedat Okyar can acısıyla bir anlığına zarafeti falan unutup küfrediyor. Oyuncu hemen, öğretmene şikayete giden bir talebe gibi hakeme koşuyor.
”Hocam, Vedat bana küfretti. ”
Hakem de bir efsane: Doğan Babacan. vedat’ın küfredeceğine ihtimal vermiyor ama yine de yanına gidip soruyor: ”Vedat, sen küfür mü ettin falancaya? ”
Vedat Okyar duraksamadan,
”Evet, ettim ” diyor.
Doğan Babacan’ın eli cebine gidiyor Geri geldiğinde o el bir kırmızı kart tutuyor. Havaya kalkan kırmızı kart tüm stadı şaşkınlığa ve temelli bir sessizliğe gömüyor. Olacak iş değil. Beyefendi Vedat kırmızı kart yiyor. Üstelik yediği tekmenin üstüne tatlı niyetine
Tezcan, arkadaşının yanında tüm olanlara şahit olmuş. O da şaşkınlık içinde:
”Oğlum ” diyor Vedat’a, ”Manyak mısın sen, niye ettim diyorsun. Etmedim deseydin ya ”!
Vedat Okyar’ın kısa ama çok anlamlı cümlesi dökülüyor ağzından:
”Üstümde Beşiktaş forması varken yalan mı söyleyecektim?! ”
İşte ben sana, ”Seni seviyorum ” dediğim gün, üstümde Beşiktaş forması vardı. Şimdi istediğin yere gidebilirsin.

Bir de kitapları seven adamlar var benim gibi ..

Gelirsen bekliyorum ama gelmezsen çağırmıyorum.

Bir adam hayatı boyunca tek bir kadını seviyor ve diğer tüm kadınlarda o kadını arıyor.
Ben onu kimsede aramadım , çünkü ondan başkasında onu bulmaktan korktum

Bazen bir cümle hayatı döndürür. Seninle dönemediğim hayata kitaplarla dönüyordum. Onlar olmasa kime sarılırdım ki

Bazı bedenler birbirine yasaktır. Bazı gözyaşları sadece insanın kendi görebileceği kadardır ve bazı aşklar sadece bir kişiyi yakacak kadar ateşe sahiptir

Hani bazen sarılacak hiç kimseyi bulamazsın ya, işte o anlarda kitaplar sarıldı bana

İnsan elbette yalnız yaşayabilir ama birine alıştıysa ve onsuz kalacaksa bunun adı yalnızlık olmuyor. Bizlere yalnızlığı çok yanlış öğrettiler. Etrafınızda kimse yoksa yalnız olduğunuzu hissedebilirsiniz ama etrafınızda çok alıştığınız biri yoksa eğer bunun adı yalnızlık değil, onsuzluk oluyor.

Eger dinlemek istersen kitaplar seninle konusur.Yani basinda oyle sessizce bos bir yer kapladiklarini dusunme.Her sey onlari eline almana bakar.

Git
Hep soyledim seninle aramizda olsa olsa uc harf olur O uc harf once gel olur,ardindan ask olur,sonra sev olur,gidecegin zaman kal olur,kal dedigimde durmadiginda ise git olur.

Benim icin eski kitaplar degerlidir.Eski kitaplarin o kokusu en az oksijen kadar mutluluk verir bana .

Sahip olmak.icin caba sarf ettigi seyler ugruna tum bir hayati vermeli mi?Yoksa kendi icin degerli olan seylerin yani sira baska degerleride gore bilmeli mi?

Ben sana kedi olayim,sen bana kitap .

Saclarini kesmene sebep olacak bir adam olmam!diyorum sana.Daha nasil Seveyim!!

Birini yazacak kadar sevdiyseniz, tükenişinizi izlemek için bir aynaya ihtiyacınız kalmaz. Yazdıkça tükenir, yazdıkça filizlenirsiniz

Kalbim kırılmış olabilir bunu lütfen umursama

İnsan bazen ölesiye susmak istiyor.

Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa
Ben sana bir cümle olmak istedim,
senden başkasının anlamadığı bir cümle işte .

Mutluyum ama seninle daha bir mutlu olurdum

Kokusuna alistiginiz bir insani unutamazsiniz ..

Bir çift eli tutmak değildir aşk. Uzun uzun sarılmak da değildir. Aşk kendini unutmaktır. Aşk tutmadığın elleri düşlemektir.

Hangi mesafe bi aşkı bitirebilir ki

Ne zor şey insanın hissettiklerini söyleyememesi.

“Ben seni gündüzlerime yazarım,
Gecelerim zaten hep sen dedim…”

Bazı insanlar bir kitaptır, bazıları ise bir sayfa..

Ben seni iki mavinin arasında sevdim. Denizin hemen üstünde, gökyüzünün biraz altında.

Bazen düşünüyorum da, şimdi çıkıp biri beni sevdiğini söylese, inanmaya dermanım yok

Mutluyum ama seninle daha bir mutlu olurdum..

Aynı ‘gökyüzüne aidiz ne kadar uzağa gidebiliriz ki..

Ben mi fazlaydım sana yoksa sen mi hiç yakışmadın bana bilmiyorum

İçimdeki yağmura rağmen yalnızlıkla büyüyordum..