İçeriğe geç

Kısa Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali Kitap Alıntıları – Mahmut Kısa

Mahmut Kısa kitaplarından Kısa Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali kitap alıntıları sizlerle…

Kısa Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali Kitap Alıntıları

Ey insan! Sonsuz lütuf sahibi Rabb’ine karşı seni aldatıp gurura sürükleyen nedir? O ki, seni yarattı.
İnfitar 6
Allah ezilen ,sömürülen ve hakları çiğnenen mazlum ve çaresiz kulları adına intikam alan mutlak kudret ve otorite sahibi değil midir? Elbette öyledir!
Eğer içinde bulunduğun ortam ve şartlar ,seni Müslümanca yaşamaktan alıkoyup kötülüklere ,günahlara sürüklüyorsa ; gerektiğinde , içinde yaşadığın toplumu ,ülkeyi, arkadaş grubunu,aileyi,çevreyi, alışkanlıklarını ,hayat tarzını ve benzeri ne varsa terk ederek ,İslam’ı yaşayabileceğin yepyeni bir hayata geçiş yapmalısın
Ey hidâyet isteyenler, mutlak hakîkate ulaşmayı arzu edenler! İşte buyurun, size hidâyetin kaynağı: Kur’an-ı Kerim!
Allah yolunda öldürülenler için ölüler demeyin. Hatır onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.
Bakara|154
Rabbin seni terk etmedi, darılmadı da. Öyleyse asla ümitsizliğe, yılgınlığa kapılma; çünkü senin için her sonraki aşama, daima bir öncekinden daha iyi olacaktır. Rabbin sana bahşedecek ve sen de hoşnut kalacaksın.
Rad suresi 41

Peki, inkârcılar görmüyorlar mı, Biz hüküm ve
kudretimizle yeryüzüne gelip onu her yanından nasıl
eksiltiyoruz? Yeryüzünü, sahip olduğu en iyi şeylerden her
gün biraz daha yoksun bırakarak, azap verici darbelerimizle
nasıl sarstığımızı görmüyorlar mı? Bu dünyada insanı,başarı
ve yükselmeden sonra çöküşün, hayattan sonra ölümün, gurur ve ihtişamdan sonra alçalmanın, kemalden sonra zevâlin
beklediğini bilmiyorlar mı? Hal böyleyken, hakkı inkâr edenler,
Allah’ın kendilerini alçaltmayacağından, hâkim konumundan
mahkûm konumuna düşürmeyeceğinden nasıl emin
olabiliyorlar? Geçmişte büyük imparatorluklar kurmuş nice
toplumların, azgınlıklarından dolayı yok edildiğini bilmiyorlar
mı? Depremlerle, savaşlarla, toplumsal ve ekonomik krizlerle
üzerlerindeki ablukayı her geçen gün nasıl daralttığımızı
görmüyorlar mı? Servetine, gücüne, makâmına, şöhretine
aldanarak gurura kapılan nice zengin ve güçlü insanların,
bugün toprak altında çürümeye terk edildiğini bilmiyorlar mı?
Çevrelerinden, dost ve akrabalarından birer ikişer mezara
yolladıkları insanların hâlini düşünüp ibret almıyorlar mı?
Bütün bunlar, kendilerine yaklaşan felâketin yeteri kadar
habercisi değil mi?
İyi bilin ki, her konuda son sözü söyleyen ve nihâî hükmü
veren Allah’tır ve hiçbir güç, O’nun hükmünün önüne
geçemez ve şunu da iyi bilin ki, Allah, yeri ve zamanı
geldiğinde hesap görmede çok hızlıdır! İstese, günah
işledikleri anda zâlimleri derhal yok edebilir fakat sonsuz merhameti sayesinde, tövbe etsinler diye onlara mühlet
veriyor, bunun için de, insanlık tarihinden ibret alarak düşünmelerini öneriyor.

Ra’d suresi 28. Ayet

Onlar, Rab’lerine yürekten iman eden ve Allah’ın öğüt ve uyarılarla dolu Zikri ve en büyük mûcizesi olan Kur’an sayesinde akılları ve kalpleri doyuma ulaşan,
huzura kavuşan kimselerdir. Onlar, Kur’an’dan daha açık, daha ikna edici bir mûcize olamayacağını bilen ve kalpleri
ancak onunla tatmin bulup sükûnete kavuşan kimselerdir.
Şunu iyi bilin ki, kalpler ancak Allah’ın Zikri ve en büyük mûcizesi olan bu Kur’an sayesinde şüphelerden arınır; inkâr ve nifak hastalılarından, ruhsal çalkantılardan kurtulur ve gerçek anlamda mutluluk ve huzura kavuşabilir! Allah’ı zikreden, O’nu duyumsayan gönüller, varlık âleminde yalnız olmadıklarını bilir, dâimâ O’nun yakınında ve himayesinde, güvence içinde olduklarını hissederler. Allah’ın zikriyle, O’nun
gönderdiği Kur’an mûcizesiyle doyuma ulaşmayan kalplerin, başka bir şeyle huzur ve itmînân bulmasına imkân yoktur!

Tevbe suresi 72 açıklamalı meal.

Allah, iman eden erkeklere ve iman eden
kadınlara, ağaçlarının altından ırmaklar çağlayan ve
içinde sonsuza dek yaşayacakları cennet bahçeleri ve
sınırsız mutluluk ve huzur kaynağı olan Adn bahçelerinde göz kamaştıran köşkler vaad etmiştir. Fakat bütün
bunların ötesinde, öyle muhteşem bir nîmet var ki: Allah’ın
hoşnutluğunu kazanmak ve O’nun cemalini görmek, akla
hayale gelebilecek tüm nîmetlerin en güzeli, en büyüğüdür!
İşte büyük kurtuluş budur!

Çünkü Allah’a göre yaratıkların en kötüsü, aklını kullanmayan ve bu yüzden hakikat karşısında sağır ve dilsiz kesilen kimselerdir!
Peki onlar, üzerlerinde kanat çırparak uçan kuşları görmüyorlar mı? Masmavi gökyüzünde süzülen bu kuşların yaratılışında, Allah’ın sonsuz ilim ve kudretinin muhteşem tecellîlerini göremiyorlar mı? Ve düşünemiyorlar mı ki, onlara uçma yeteneği bahşederek ve ilgili kanunlarını yaratarak onların boşlukta durmasını sağlayan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Rahmân’dan başkası değildir!
Hiç kuşkusuz O, gökte ve yerde, bilip bilmediğiniz her şeyi görüp gözetmektedir.
Ey insanlar! Niyetlerinizi, düşüncelerinizi, sözlerinizi ve davranışlarınızı ister gizleyin, ister onları açığa vurun; hiç kuşkusuz O, kalplerin özünde olanları bütün gizlilikleri, bilmektedir.
Sizi çepeçevre kuşatan şu uçsuz bucaksız yedi kat göğü, birbiriyle uyumlu ve iç içe geçmiş tabakalar hâlinde yaratan, O’dur. Ey insan, nereye bakarsan bak, Rahmân’ın yaratışında hiçbir aksaklık, hiçbir uyumsuzluk göremezsin! Gözünü çevir de şu göz kamaştırıcı yaratılmışlara daha dikkatli bak; Rahmân’ın sonsuz ilim ve kudretini gözler önüne seren şu mükemmel sistemde herhangi bir eksiklik, bir çatlak görebiliyor musun?
Ey Rabb’imiz! Hesabın görüleceği o dehşetli Gün beni, ana-babamı ve bütün inananları bağışla!
Allah , ancak samimi bir kalple doğruya ,gerçeğe ulaşmak isteyene hakikati işittirir. Gönlünü kibir,inatçılık , bencillik örtüleriyle karartmış olanlara gelince; sen, mezarlardaki,ölüler gibi hakikat karşısında duyarsız kalan kâfirlere hiçbir şey işittiremezsin! Ancak mü’minlere duyurabilirsin. Onun için , onlar inanmıyorlar diye üzülme..!
İster toplu hâlde birkaç arkadaş kafa kafaya vererek,ister tek başınıza,sessiz ve sakin bir ortamda Allah’ın huzurunda durun ve samimi olarak bir düşünün. Kişisel arzu ve çıkarlardan soyutlanmış, önyargılardan arınmış bir hâlde inancınızı yeniden gözden geçirdiğinizde , kendinizi şu apaçık gerçeğin huzurunda bulacaksınız
Eğer biz yanlış yoldaysak ,bundan dolayı bize eziyet etmenize gerek yok; çünkü siz bizim günahlarımızdan sorumlu değilsiniz fakat siz yanlış yoldaysanız ,bunun cezası çekecek olan, sadece sizsiniz! Çünkü biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu değiliz!
O halde , hangi yolu seçeceğinize karar verirken , çok iyi düşünün..!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Ey Rabb’imiz! Hesab ın görüleceği o dehşetli Gün beni, ana – babamı ve bütün inananları bağışla!”
Peygamberlerin izinden gittiğini iddia edenler , zamanla tevhidin özünden ayrıldılar ve korkunç bir taassubun pençesine düşerek , aralarında ki bu birliği parçalayıp , Yahudilik, Hıristiyanlık gibi ayrı isimler altında birbirlerine düşman gruplara ayrıldılar ! Öyle ki,her grup , kendi kültürü ,örf ve adetleri , hurafeleri ve dogmalarıyla yoğurup şekillendirdiği öğretinin mutlak hakikat olduğunu iddia ederek , kendi elindeki dini ile övünür hâle geldi.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Dürüst ve erdemlice bir hayat yaşayarak kötülükten , günahtan sakınmayacak mısınız ?
Nisa Suresi 49
İşledikleri bunca günahları görmezlikten gelerek tertemiz olduklarını iddia edenleri görüyorsun, değil mi? Hayır, Benim kalbim temiz! demekle hiç kimse temizlenmiş olmaz (Devamı yorumlarda)
Sabırla ve namazla O’ndan yardım dileyin. Tek Rabbiniz ve ilahınız olan Allahu Teala ile aranızdaki bağı sürekli canlı tutun ; yeryüzünde adalet ve doğruluğu egemen kılma uğrunda verdiğiniz mücadelede, zorluklar karşısında asla yılgınlığa kapılmadan, umudunuzu ve direncinizi kaybetmeden hedefe doğru ilerleyin! Hiç kuşkusuz bu görev, Allah’a saygıyla boyun eğenlerden başkasına elbette ağır gelecektir.
Hem binek hayvanı, hem de seyrine doyum olmayan bir güzellik, bir süs olarak soylu ve endamlı atları, katırları ve merkepleri yaratan da O’dur. Bunlardan başka, henüz bilmediğiniz daha nice nîmetler yaratmaktadır.
İnsanlar, başlangıçta yalnızca Allah’a ibâdet eden ve aynı inanç ve ilkeler etrafında birleşen bir tek ümmetten ibaret idi. Sonra zamanla hak dinden sapmalar başladı ve insanlar ayrılığa düştüler. Derken Allah, müjdeci ve uyarıcılar olarak elçilerini gönderdi. Beraberlerinde de, insanların anlaşmazlığa düştükleri konularda hükmetmesi için, mutlak hakîkati ortaya koyan Kitabı indirdi. Fakat kendilerine Kitap verilen Hıristiyanlar ve Yahudiler,kendilerine apaçık belgeler gelmiş olmasına rağmen, sırf aralarındaki ihtirâs ve kıskançlıktan dolayı Allah’ın kitabını paramparça ederek onda ayrılığa düştüler. Böylece Allah, onların anlaşmazlığa ve ayrılığa düştükleri o hakîkati,anlamaya, kabul edip yaşamaya Son Elçiye iman edenleri layık gördü ve bu konuda izniyle onları hidâyete ulaştırdı. Çünkü Allah, samîmî bir niyetle hakîkate ulaşmak isteyenleri dosdoğru yola iletir. (Bakara, 213)
Öyleyse, ey insanlar Allah’ın size verdiği helal ve temiz rızıkları afiyetle yiyin ve eğer gerçekten yalnızca Allah’a kulluk ediyorsanız, O’nun bağışladığı nimetleri Allah’a kullukta kullanarak söz ve davranışlarınızla şükredin
Unutmayın ki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ın katındadır ve mademki bütün nimetler O’nundur , O halde bütün teşekkür ve övgüler de yalnızca Allah’a yöneltilmeli sadece O’na kulluk ve itaat edilmelidir! Ne var ki onların çoğu bunu bilmezler.
Hiç yaratan Allah ile yaratamayan herhangi bir varlık bir tutulabilir mi; hala düşünüp öğüt almayacak mısınız? Hem nasıl nankörlük edebilirsiniz ki: Allah’ın size bahşettiği nimetlerini saymaya kalksanız, onları saymakla bitiremezsiniz. Allah gerçekten de çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
Ey iman edenler; Allah’ı kalbinizle, dilinizle ve davranışlarınızla sürekli anın! O’nu rab ve ilâh olarak gündemde tutun.
Ahzâb Sûresi 41. Ayet
Çünkü benim yegâne sığınağım, koruyucum, yardımcım ve dostum , bu kitabı gönderen Allah’tır ve O iyilik yapan kullarını asla yardımsız, çaresiz bırakmayacaktır. Zira O , iyilik yapanların dostu ve koruyucusudur .
O Gün tüm insanlar yapıp ettiklerinden hesaba çekilecek ve böylece, hiçbir iyilik mükâfâtsız, hiçbir kötülük ceza sız kalmayacaktır.
O’nun sonsuz rahmet ve şefkati, bu dünyada mümin-kâfir ayrımı yapmaksızın tüm varlıkları kuşatmıştır.
Rabb’inizi tüm kalbinizle överek yüceltmeli, en derin saygı ve şükran duygularıyla O’nun hükümlerine boyun eğmeli ve yalnızca O’na kul olmalssınız.
Fâtiha, Allah ile kulu arasında ezelî ve ebedi, şerefli bir kulluk antlaşmasıdır.
Fâtiha; başlangıç demektir. Bir bitki tohumu nasıl o bitkinin dallarını, yapraklarını, meyvelerini ve diğer özelliklerini özünde barındıran bir çekirdek programı ise, Fâtiha da Kur’an ’ın çekirdeği, özü ve özetidir
O halde dinleyin ey insanlar! bu Kur’an tüm insanlığa yöneltilen bir çağrıdır ki bütün insanlar onun sayesinde uyarılsınlar , Allah’tan başka ilah olmadığını bilsinler ve akıl sahipleri bu hikmetli sözleri düşünüp öğüt alsınlar!
Unutmayın, her ilim sahibinin üzerinde daha iyi bilen birisi vardır. Ve hepsinin üstünde her şeyi bilen Allah var !
Çünkü arzu ve ihtiraslar, insanı daima kötülüğe çağırır; ancak Rabb’imin rahmet edip esirgemesi hariç .
Yaptığın iyilikleri gözünde büyüterek başa kakma! Kalp kırarak, gönül inciterek hayır ve hasenatını boşa çıkarma! Hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için iyilik yap; en büyük hayır ve hizmetlerde bulunmuş olsan bile, asla kendini büyük görüp gurura kapılma!
Müddesir 6
Unutma ki, Allah iyilik yapanların mükâfatını elbette zayi etmeyecektir.
Rabbin seni terk etmedi, darılmadı da. Öyleyse asla ümitsizliğe, yılgınlığa kapılma; çünkü senin için her sonraki aşama, daima bir öncekinden daha iyi olacaktır. Rabbin sana bahşedecek ve sen de hoşnut kalacaksın. 
Bir damlacık sudan. Öyle ki Rabbi onu bir çiğnem et parçası halinde yarattı, sonra ona yer yüzünde karşılaşacağı ortam ve şartlara uygun, harika bir şekil verdi. Böylece ona bir çok imkan ve yetenekler bahşederek, önce annesinin karnından çıkmasının, daha sonra yeryüzünde yaşamasının yolunu ona kolaylaştırdı. Derken kısacık bir ömrün ardından onu öldürüp mezara koydu. Ve dilediği zamanda onu yeniden diriltip hesaba çekecektir.
Doğrusu Biz insanı, erkek ve kadından gelen birleşik bir tohumdan yarattık ve onu bu dünya hayatında sınavdan geçirip yükseltmek için işitme, görme ve düşünme yeteneğine sahip akıllı, üstün ve becerikli bir varlık kıldık. Ayrıca ona, doğru ile yanlışı birbirinden ayrıt etme yeteneği bahşettik. Bunlarla birlikte bir de hakikati apaçık ortaya koyan ayetler göndererek ona doğru yolu gösterdik ve seçimi kendisine bıraktık; ya şükreden bir kul olur, ya da vefasız bir nankör.
Hiç kimseden korkum yok ! Çünkü ben , benim de Rabb’im, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayandım
Hakkı bâtıl ile bulandırmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin!
İnsanoğlu herhangi bir bela veya sıkıntı ile yüz yüze gelince bize içtenlikle yalvarıp yakarır fakat bu sıkıntının ardından ona kendi katımızdan bir nimet tattırdığımızda; “Bu servet bana, üstün yeteneklerim ve engin bilgim sayesinde verilmiştir zaten ben buna layığım.”der. Hayır; aslında bu nimetlerin verilmesi bir imtihandır fakat onların çoğu bunu bilmezler.
De ki: Allah bana yeter. Gerçek anlamda tevekkül edenler hep O’na dayanıp güvenirler.
Allah, gökleri anlamsız ve boş yere değil, hak ve hakikat anlaşılsın ve yaşansın diye yaratmıştır. Görmüyor musun; nasıl da geceyi gündüzün üzerine dolanmakta gündüzü de gecenin üzerine dolamaktadır ve her biri belli bir yörüngede akıp gitmekte olan Güneş ve Ay’ı insanlığın faydası için kendine boyun eğdirmektedir. İyi bilin ki O, sonsuz kudret sahibidir, çok bağışlayıcıdır.
Hiç aklınızı kullanmaz mısınız siz?
Geceyi süsleyen Ay’a gelince, o da sonsuz ilim ve kudretimizi gösteren apaçık bir delildir. Şöyle ki, biz ona kurumuş ve eğrilmiş bir hurma dalı şekline dönüşünceye kadar, hilal, dolunay, yarımay gibi evreler tayin ettik.
Evrendeki sistem öyle mükemmel bir ölçüyle ayarlanmıştır ki, ne Güneş Ay’a erişebilir, ne de gece gündüzün önüne geçebilir. Çünkü bu gök cisimlerinin her biri, kendine mahsus bir yörüngede, kendileri için belirlenen programa uygun olarak biri diğerine çarpmadan yüzüp gitmektedir. İşte hayat programınızı çizen Allah böylesine güçlü, böylesine bilgindir.
Gerçekten bu Kur’an, her konuda son sözü söyleyen, en mükemmel hükümleri veren ve iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini birbirinden ayırt eden bir ilahi sözdür.

Mesajı anlaşılmadan, üzerinde düşünülmeden, öylesine okunup geçilecek boş bir lakırdı değildir.

Gerçek anlamda övgü O’nun hakkıdır ve yalnızca O’na yaraşır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir