Zeynep Sahra kitaplarından Dün, Bugün, Yarın Ve Sonsuza Kadar kitap alıntıları sizlerle…
Dün, Bugün, Yarın Ve Sonsuza Kadar Kitap Alıntıları
ihtiyacın olan tek şey ; aşk
“Olmayacak şeyi olduramazsın.
Kurtarılamayacak insanı kurtaramazsın
Gerçekleştiremezsin olmayacak şeyi
Olman gereken yer orası değilse, orada olamazsın.
Yapabileceğin bir şey yok ama gerektiğinde kendin olmayı öğrenebilirsin.
Çünkü ihtiyacın olan tek şey aşk.”
Kurtarılamayacak insanı kurtaramazsın
Gerçekleştiremezsin olmayacak şeyi
Olman gereken yer orası değilse, orada olamazsın.
Yapabileceğin bir şey yok ama gerektiğinde kendin olmayı öğrenebilirsin.
Çünkü ihtiyacın olan tek şey aşk.”
Beklemenin fiziksel olarak bir eylem gerektirmemesine rağmen, bu kadar yorucu hissettirmesi tuhaf. Yoran, hırpalayan, örseleyen, bitkin düşüren, değersiz hissettiren, zaman kavramını değiştiren, ruhu yaşlandıran bir eylemdir beklemek. Ama bir kadın için tek bir karşılığı vardır beklemenin; sevilmemek.
“Kuralına uysan da, uymasan da, hayat senin planladığını değil, kendi istediğini yaşatıyor insana .”
“Zamanın geçmediği tek yerdir beklemek. Yoran, hırpalayan, örseleyen, bitkin düşüren, değersiz hissettiren, zaman kavramını değiştiren, ruhu yaşlandıran bir eylemdir beklemek. Ama bir kadın için tek bir karşılığı vardır beklemenin; sevilmemek.”
“Birdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilim…”
“Birini görürsün. Bozmam dediğin kurallarını bozarsın, yasak dediğini çiğnersin, yanlış dediğini doğrularsın, unutmam dediğini unutursun.”
“İhtiyacın olan tek şey; aşk…”
o giderken yanında bütün oksijeni götürmüş olmalıydı
Sizi gerçekten sevenler mutsuzluğunuzun kokusunu alırlar.
Huzurla Gülümsedi
”Dün, bugün, yarın ”
”Ve sonsuza kadar ” diye tamamladı.
”Dün, bugün, yarın ”
”Ve sonsuza kadar ” diye tamamladı.
İstikrarlı hayal hakikattir.
Aklımla kalbim savaşa girmişti. Aklım darmadağındı, kalbim ise paramparça
Birini görürsün. Bozmam dediğin kurallarını bozarsın, yasak dediğini çiğnersin, yanlış dediğini doğrularsın, unutmam dediğini unutursun.
Bazen sebepsiz yere birini sevmemenizin aslında bir nedeni vardır. Bazen siz fark edemeseniz bile, ruhunuz karşınızdaki kişinin kötülüğünü hisseder ve sizi ondan uzak tutmaya çalışır. Buna ister altıncı his, ister kalp gözü ya da aptala malum oldu deyin ama eğer birini sevemiyorsanız , zorlamayın !
Kanser ve benzer ölümcül hastalıkların ilerleyiş süreçleri birbirlerinden farklıdır. Hepsi farklı yolu izlese de, yavaşça ve acımasızca vücuda ele geçirirler. Nedendir bilinmez, sona doğru yaklaşıp, artık her şey bitti dediğin anda, aniden bir gün sanki yokmuş gibi davranır. Hastalığı olan kişi kendini iyi hisseder, etrafındakiler onun iyileşmeye başladığını düşünür. İşte o zamana son güzel gün denir. Katilinin sana son hediyesi Bu sana sevdiğin her şeyle vedalaşmanın isteme şeklidir aslında. Çünkü o günden sonra hissedeceğini tek şey acıdır.
Aşk bazen karmaşıktır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Öfkeli bir adam gözleri ardında birçok şeyi saklar. Öfke kimi zaman korkudan beslenen, kimin zaman öğretilen duygudur. Öfke keskindir, vazgeçilmezdir. Kontrol edilmesi en zor, bilinçaltına en iyi saklanabilen histir.
Aklımla kalbim savaşa girmişti. Aklım darmadağındı, kalbim ise paramparça
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Birini görürsün. Bozmam dediğin kuralları bozarsın, yasak dediğini çiğnersin, yanlış dediğini doğrularsın, unutmam dediğini unutursun
Seninle bir gün geçirebilmek için yıldızları saymamı istese bile sayardım.
İhtiyacın olan tek şey aşk
-THE BEATLES
-THE BEATLES
Unutma kızım, bir keşke arkasında birçok keşkeyi saklar.
Sen korkak değilsin Elif. Durdu. Korkak biri nasıl olur biliyorum.
Seni zaten tanıyordum. Deli gibi seni sevmeye bekliyordum. Ben sana dün de aşıktım. Bugün de aşığım. Yarın da aşık olacağım. Dün bugün yarın ve sonsuza kadar.
Yaniiiii demek istiyorum ki, kuralına uysan da uymasan da, hayat senin planladığını değil, kendi istediğini yaşatıyor insana.
Ne çabuk yaralanıyormuş insan meğer Birinin seni kollarından tutup savurması yetiyormuş bedeninin güçsüzlüğünü anlaman için,ya da bir başkasının bütün kurallarını yıkıp kalbini ele geçirmesi zor değilmiş savunmasız olduğunu hissetmek için.
Onun yanında aldığım nefes bile farklı hissettiriyordu.Aldığım nefes ciğerime değil de, kalbime gidiyordu sanki.Bana yaşa değil sev diyordu her soluğum.
Çünkü insanın ağzından çıkanlar ne kadar farklı olursa olsun, aşkın dili her ırkta aynıydı.Ve gözler o dili konuşmayı çok iyi biliyordu.
Bunca şeye değecek,onlarca saçmalığa dayanmamızı sağlayacak bir şey de var hayatta.Şeytanın bile istediği bir şey Derler ki,Şeytan’da insandaki özelliklerin biri hariç hepsi vardır.Şeytan’da eksik olan tek nimet aşktır.Şeytan’ın insanı çekememesi de aşksızlığındandır.İşte,tüm o sıkıntılara,saçmalıklara, sıkıcı işlere,gereksiz insanlara katlanmamızı sağlayan,hayata gelme amacımız olan tek şey de o.Aşk.
Aşkı unutabilmek için önce hatırlamak gerekmez miydi?
Aşk mı? Hani şu filmlerde, kitaplardan anlatılan ama nesli tükenen duygu mu?
Yani demek istiyorum ki , kuralına uysan da uymasan da, hayat senin planladığını değil, kendi istediğini yaşatıyor insana.
Gurur bazen bir bedenin taşıyamayacağı kadar ağırdı.
Birini görürsün. Bozmam dediğin kurallarını bozarsın, yasak dediğini çiğnersin, yanlış dediğini doğrularsın, unutmam dediğini unutursun.
Kaybettiğime üzülmekten vazgeçiyordum, sahip olamayacaklarımı düşünmekten, keşkelerimden vazgeçiyordum. Onun yerine sahip olduklarımla mutlu olacaktım. Evet, aynen böyle yapacaktım.
Olmamış gibi davranmak olmadığı anlamına gelmez.
İşte bu yüzden hak ettiklerinden fazlasına sahip olan insanlardan hoşlanmıyorum. Sahip olduklarıyla canlarının her istediğini yapabileceklerini sanıyorlar! Tüm dünyayı yönetiyorcasına ukala tavırları, statü olarak aşağı gördükleri insanlara olan bakışları, bencillikleri, kendini beğenmişlikleri, kibirleri, her şeyleri ama her şeyleri sinirimi bozuyor! *
İhtiyacın olan tek şey aşk
Kuralına uysan da uymasan da hayat senin planladığını değil, kendi istediğini yaşatıyor insana.
Hastalıklardan en kötüsü yüzünü değiştirendir. Siz hiç öfkeliyken aynaya baktınız mı?
İnsan zamanı durdurmak istediği yere aittir, derler.
“Bence aşk toplumda deliliğin kabul görmüş hali.”
Beklemenin fiziksel olarak bir eylem gerektirmemesine rağmen, bu kadar yorucu hissettirmesi tuhaf
Birini görürsün. Bozmam dediğin kurallarını bozarsın, yasak dediğini çiğnersin, yanlış dediğini doğrular sın, unutmam dediğini unutursun.
Olmayacak şeyi olduramazsın
Kurtarılamayacak insanı kurtaramazsın
Gerçekleştiremezsin olmayacak şeyi
Olman gereken yer orası değilse, orada olamazsın.
Yapabileceğin bir şey yok ama gerektiğinde kendine olmayı öğrenebilirsin
Çünkü; ihtiyacın olan tek şey aşk
Kurtarılamayacak insanı kurtaramazsın
Gerçekleştiremezsin olmayacak şeyi
Olman gereken yer orası değilse, orada olamazsın.
Yapabileceğin bir şey yok ama gerektiğinde kendine olmayı öğrenebilirsin
Çünkü; ihtiyacın olan tek şey aşk
Dedem ve babaannemin hikayesini dinlerken biliyordum, bir gün ben de bunu yaşayacağım. Bu yüzden hiçbir zaman seni tanımak için zamana ihtiyacın varmış gibi hissetmedim. Seni zaten tanıyordum. Seni tanımadan seninle karşılaşmış, aşık olmuş, elini tutmuş, sohbet etmiş, saçını okşamıştım. Seni zaten tanıyordum. Deli gibi seni sevmeyi bekliyordum. Ben sana dün de aşıktım. Bugün de aşığım. Yarın da aşık olacağım. Dün, bugün, yarın ve sonsuza kadar.
Aklımla kalbim savaşa girmişti. Aklım darmadağın dı, kalbim paramparça
Seninle bir gün geçirebilmek için yıldızları saymamı istese bile sayardım.
Söylenecek çok sözü olan susuyorsa sessizliği sağır edici olabilir derler.
Seninle bir gün geçirebilmek için yıldızları saymamı istese bile sayardım.
Birdenbire,eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilim
Birdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değilim
Birini görürsün. Bozmam dediğin kurallarını bozarsın, yasak dediğini çiğnersin, yanlış dediğini doğrularsın, unutmam dediğini unutursun
Birdenbire, eskiden olduğum kişinin yarısı bile değildim
Seninle bir gün geçirebilmek için yıldızları saymamı istese bile sayardım.
Gurur bazen bir bedenin taşıyamayacağı kadar ağırdı..
Şimdiye kadar yaşadığımız tüm hayatlarda dönüp dolaşıp seni buldum ve sonsuza kadar tekrar ve tekrar sana aşık oldum. Bu hayatımızda seni bu kadar erken bulduğumuz için çok şanslıyım. Çünkü ben seni bulmadan önce de bunu yapıyordum ben seni bulmadan önce seni sevmeye başlamıştım zaten . Dün, bugün, yarın ve
Sonsuza kadar
Sonsuza kadar
Öfke keskindir ,vazgeçilmezdir. Yok etme seçeneğini çok rahat seçebilen bir histir. Öfke beynimizdeki ışığı söndüren rüzgar , bastırdıkça çoğalan dürtüdür. O saklanmaya gelmez. Sinsi bir hastalık gibi içine işler insanın. Dışavurulmazsa içinde birikir. Öfkeni ne kadar saklarsan o denli yoğunlaşır içinde.
Güzel Sevmeyi bilmiyorsun. Belki nefret etmeyi becerirsin.
Çünkü görünmez duvarlar var .Çünkü o duvarın gerisinde kalan hep biz oluyoruz .Çünkü erkeklerin hepsi zaten o duvarı atlamış oluyor. Bize de aynı klişe durum kalıyor.Geride kalan kadınlar birbirini yiyip, yükselmek için yine birbirinin kenara itmek zorunda bırakılıyor . Erkek olmuş olsaydın, zaten çoktan o tarafta olurdun.
Sen elimi tutmadan önce elimle ne yaptığımı bile hatırlamıyorum . Sanki sen gidince gidince bütün organlarım anlamsızlaştı . En çok da kalbim. Bugüne kadar yaşamak için değil de, seni sevebilmek için atıyormuş meğer.
Seni zaten tanıyordum. Seni tanımadan seninle karşılaşmış ,aşık olmuş ,elini tutmuş, sohbet etmiş ,saçını okşamıştım. Seni zaten tanıyordum. Deli gibi seni sevmeyi bekliyordum. Ben sana dün de âşıktım. Bugün de aşığım. Yarın da aşık olacağım . Dün, bugün, yarın ve sonsuza kadar.
Ve acımasızca tepende topladığın koyu kahve saçlarınla öylesine sevilmemiş görünüyordun ki
Sevilmemiş bir insanın nasıl göründüğünü çok iyi biliyorum
Sevilmemiş bir insanın nasıl göründüğünü çok iyi biliyorum
Niye fazlasına sahip olabilecekken çok daha azını kabul ediyorsun?
Elimde değil ,ben İflah olmaz bir romantiğim. Ben ilk görüşte aşka inanan , Beatles sözleriyle kızları tavlamaya çalışan , yağmurda el ele yürümeyi ,salıncakta sallanmayı ,çimenlerde yuvarlanmayı , hatta isminin baş harflerini ağaca kazımayı sevimli bulan ,sıkıcı bir romantiğim
Dünyada güzel olan milyonlarca insan var ama sağlam bir karaktere sahip olanlar çok daha az. Ve ben bunu sende de görebiliyorum.
Kanser ve benzer ölümcül hastalıkların ilerleyiş süreçleri birbirinden farklıdır. Hepsi farklı yolu izlese de yavaşça ve acımasızca vücudu ele geçirirler. Nedendir bilinmez, sona doğru yaklaşıp, artık her şey bitti dediğin anda, aniden bir gün sanki yokmuş gibi davranır. Hastalığı olan kişi kendini iyi hisseder, etrafındakiler onun iyileşmeye başladığını düşünür. İşte o zamana ‘son güzel gün’ denir.
Katilinin sana son hediyesi Bu sana sevdiğin her şeyle vedalaşmanı isteme şeklidir aslında.
Çünkü o günden sonra hissedeceğin tek şey acıdır.
Beklemenin fiziksel olarak bir eylem gerektirmemesine rağmen, bu kadar yorucu hissettirmesi tuhaf.
Söylenecek çok sözü olan susuyorsa, sessizliği sağır edici olabilir derler.
Senin etrafında olmak; kör birinin sahilde denizi seyretmesi gibi Var olduğunu biliyorum, sesini duyuyorum, kokunu hissediyorum ama senin olamıyorum.
Aklımla kalbim savaşa girmişti. Aklım darmadağındı, kalbim ise paramparça.
All you need is love
ıhtıyacın olan tek sey;ask